Güncel Sendika Haberleri

24 Kasım, 2011

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!

Bugün Kurtuluş Savaşımızın önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Millet Mektepleri Başöğretmeni olmasının 83. yıldönümü. Bugün dolayısıyla Başöğretmenimiz Atatürk’ü saygıyla anıyor, tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyoruz.

Atatürk, ulusal bütünlüğümüzün kurulmasında ve geliştirilmesinde, Türkiye’nin çağdaşlaşmasında merkezi görevi eğitime ve öğretmenlere vermiştir. O’nun; “Ulusları kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğitimciden yoksun bir ulus, henüz ulus adına alma yeteneğini kazanmamıştır. Ona basbayağı bir topluluk denir, ulus denemez. Bir topluluğun ulus olabilmesi için kesinlikle eğiticilere, öğretmenlere gereksinimi vardır.” sözleri bunun en güzel örneğidir.

Anadolu’da kazanılan bağımsızlık savaşının sonunda, halkımızın yüzyıllardır içinde bırakıldığı ortaçağ geriliğine ve cehalete karşı, eğitim cephesinde de yeni bir mücadele başlatılmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarından başlayarak eğitim alanında yapılan devrimler, öğretmen yetiştirme konusunda atılan adımlar, Köy Enstitülerinin açılması, öğretmenlerin statülerinin yükseltilmesi ve halkın eğitimi için harcanan çabalar, ulusal, bilimsel, laik ve kamusal eğitim anlayışının ürünüdür.

1950 yılından sonra ABD’li eğitim uzmanlarının ülkemize gelmesi ve devamında köy enstitülerinin kapatılması, öğretmen yetiştirilmesi sürecinin ve eğitim sistemimizin yozlaştırılmasına, giderek ulusal, laik, bilimsel, kamusal eğitimden uzaklaşılmasına, Cumhuriyet devrimlerinin getirdiği kazanımların aşındırılmasına neden olmuştur. Öğretmen yetiştirme süreci siyasallaştırılarak çökertilmiş, öğretmenliğin saygınlığı da bundan büyük zarar görmüştür.

Bugün,“devlet eğitimden elini çeksin” diyerek, her fırsatta eğitimi özelleştirmeye, bilimsel-laik özünden kopartıp dinselleştirmeye ve öğretim birliğini kaldırmaya çalışan bir anlayış iş başındadır. Cumhuriyet ve laiklik ilkeleriyle kavgalı olan bu anlayış, eğitimi kamu hizmeti olmaktan çıkartıp, öğretmenlerin ve tüm eğitim çalışanlarının iş güvencesini elinden alarak  “ kölelik” düzenini kurmaya çalışmaktadır.

AKP hükümetinin, “Eşit işe eşit ücret” adıyla çıkardığı 666 sayılı KHK ile daha çok üst düzey yöneticilere ek ödeme verilirken, öğretmen ve diğer eğitim-bilim çalışanları yok sayılmış; kamu çalışanları arasında açıkça ayrımcılık yapılmıştır. Öğretmenlerimizin yaşam koşulları, yapılan bu düzenlemelerle, diğer kamu çalışanlarının gerisinde kalmıştır. Eğitim çalışanları olarak; öğretmenlerimizin mesleki onurunun zedelenmesini ve kararnamelerle özlük haklarının yok sayılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.

Öğretmenler Günü dolayısıyla, siyasal iktidar sahipleri, hamaset kokan, duygu sömürüsü yapan, sözüm ona öğretmenliği ve eğitimi yücelten pek çok söz söyleyeceklerdir. Bizler, eğitim çalışanları olarak, artık bu boş sözlere karnımızın tok olduğunu söylemek istiyoruz!

Öncelikle eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarındaki iyileştirmelerin yanı sıra, çocuklarımızın daha iyi eğitim alabilecekleri bir ortamın oluşturulmasını istiyoruz! Ne yazık ki bugün öğretmenlerimizin önemli bir kısmı, yaşadıkları ekonomik koşullara ayak uydurabilmek için ek iş yapmak zorundadır.

Bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı’na daha fazla pay, ne eğitimdeki alt yapı sorunu çözecek ne de eğitim çalışanlarının beklentilerini karşılayacak orandadır.

Eğitim-İş olarak;

Eğitimin ulusal, bilimsel, laik ve kamusal esaslara dayandırılmasını, her aşamasında parasız olmasını,

Öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınmasını,

Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesini,

Gerici, ırkçı ve bölücü kadrolaşmanın önlenmesini, eğitim yöneticiliği için nesnel ölçütlerin geçerli kılınmasını,

Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının gerçekçi bir biçimde belirlenerek, yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini,

Ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmesini,

Eğitimde etnik kimlik ve mezhep-tarikat gibi kimlikleri öne çıkartacak ithal müfredat programları yerine, ulusal, laik, bilimsel ve halktan yana programlar uygulanmasını,

Eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki bütün engellerin kaldırılıp, grev ve toplu sözleşme hakkının tanınmasını İSTİYORUZ!

Bu öğretmenler gününde Başöğretmen Atatürk’ü ve Cumhuriyet’in ışığını taşıyan bütün öğretmenleri saygı ve minnetle anıyor, tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyoruz.

Veli DEMİR

Genel Başkan