Güncel Sendika Haberleri

30 Mayıs, 2014

BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM!

Bugün AKP iktidarının kar hırsıyla yoğrulmuş, sanatı, doğayı, kentleri ve insanı hedef alan politikalarına karşı Taksim Gezi Parkı’nda başlayarak milyonlarca yurttaşın daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi talebiyle birleşen şanlı Gezi Direnişi’nin yıldönümü.

Bugün küresel sermayenin neoliberal politikalarını en vahşi yöntemlerle uygulayan AKP iktidarına karşı tüm demokrasi güçlerinin insanlık onuruna sahip çıkma adına isyan bayrağını çektiği gündür.

Demokrasi ve özgürlük mücadelesinin en müstesna yerine altın harflerle yazılan şanlı Gezi Direnişi’nden korkan AKP iktidarı, artık en küçük demokratik talepleri bile Hitler faşizmini aratmayan yöntemlerle bastırmaya çalışmaktadır. Gırtlağına kadar rüşvet ve yolsuzluk batağına saplanmış siyasal iktidar bunları örtebilmek için yargıya ve emniyet teşkilatına operasyonlar düzenlemekte, bunları dile getirmeye çalışan her kesimi susturmaya çalışmaktadır. Ülkenin neredeyse bütün meydanları, parkları, mahalleleri ve kentleri abluka altına alınmakta, polis şiddeti nedeniyle kaybettiğimiz yurttaşlarımızın cenazesinde bile bir araya gelmemiz engellenmektedir.

Talan ve yağma ekonomisi olan küreselleşmenin Türkiye’deki taşeronu AKP, bir torba kömüre muhtaç ettiği yurttaşlarımızı göçük altında iş cinayetlerine kurban etmiştir. Bu göçük 13 Mayıs’ta gerçekleşmemiştir. Bu göçük aslında “babalar gibi satmaların”, pazarlamaların başladığı gün olan 24 Ocak 1980’lerde gerçekleşmiştir. Bu göçük aslında 12 Eylül Anayasa referandumu ile yasama, yürütme ve yargı erkinin tek elde toplandığı gün gerçekleşmiştir. Yüzlerce maden işçimizin iş cinayetine kurban gittiği Soma’da Başbakan’ın bir maden işçisini tokatladığı, iki polis tarafından yere yatırılmış vatandaşımızın Başbakan müşaviri tarafından tekmelendiği fotoğraf, Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklerin de katledildiğinin en somut fotoğrafıdır.

‘’Camiye ayakkabıları ve bira şişeleri ile girdiler’’ yalanını meydan meydan söyleyen, kendisini yalanlayan cami müezzinini sürgün eden Başbakan’ın Cem evinde bir cenaze nedeniyle bulunan yurttaşımızın polis kurşunuyla öldürülmesinde bile ‘’Polis bu kadar nasıl sabrediyor’’ demesi, canlarımızı vuran polislerin ellerini kollarını sallayarak gezmeleri, ülkemizin polis devletine dönüştürüldüğünün en açık göstergesidir.

               Ancak bilinmelidir ki; AKP iktidarının çaresizliğinin ve korkaklığının göstergesi olan bu kirli politika, şiddet ve adaletsizliğe karşın bizler; sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü ve kararlılıkla meydanlardayız.

 Taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmediğimizi tekrar hatırlatmak için 31 Mayıs’ta İstanbul’da Taksim’de, tüm Türkiye’de alanlardayız.

              Katliamlarınıza, yolsuzluklarınıza isyanımızdan, yağmaladığınız kentlerimize, doğamıza, yaşam alanlarımıza, bütün ortak değerlerimize sahip çıkmamızdan korkup kapattığınız meydanlar için alanlardayız.

               Bizler, tüm Gezi Şehitleri için, başta Soma’da kaybettiğimiz maden işçilerimiz olmak üzere iş cinayetlerinde yitirdiğimiz işçilerimiz için alanlardayız.

  Ülkemize, aşımıza, işimize sahip çıkmak, emperyalizmin talan ve yağma ekonomisine karşı insanca, hakça bir düzen için yine Gezi ruhuyla alanlardayız.

                                                                       Merkez Yönetim Kurulu