Güncel Sendika Haberleri

04 Şubat, 2016

“HÜKÜMETİN DIŞ POLİTİKASI VE YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI” PANELİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK

Eğitim-İş olarak Anayasa ve başkanlık sistemi tartışmaları devam ederken “Hükümetin Dış Politikası ve Yeni Anayasa Tartışmaları” konulu panel düzenledik.

Genel Başkanımız Veli Demir’in yönettiği panele konuşmacı olarak Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve eski CHP milletvekili ve E. Büyükelçi Onur Öymen katıldı.

Anayasanın her şeyden önce bir kurucu irade gerektirdiğini söyleyen Kanadoğlu, “Yine her şeyden önce Anayasa belirli şekilde 3 değişmez maddeyi eğer en önde ortaya koymuşsa bunun değiştirilmesinin teklif edilemeyeceği de orda yazıyor ise ikincil iktidarla A’dan Z’ye yeni bir anayasa yapma olasılığı yoktur. Anayasanın oluşturduğu bütün organların meşruiyetini Anayasa’dan almıştır. Böyle bir durum varken birdenbire ‘seçim kazandık, Anayasayı değiştirmek istiyoruz’ sözü ne anayasal hukuka uyar, ne Türkiye’nin kurulmuş Anayasal sistemine uyar, ne de meşruiyet sınırını bir tarafa bırakabilir. Bir kurucu meclis gibi bir organ halindeki 4 yıl için seçilmiş bir meclisin böyle bir anayasa yapma hakkı yoktur” dedi.

Yeni bir anayasanın nasıl yapılabileceği hakkında bilgi veren Kanadoğlu, “Doğrudan doğruya millete sormaktan başka çare yoktur. Halka A’dan Z’ye yeni bir anayasa yapılmasının isteyip istemediğini sorarsınız. Bundan evet cevabını alırsanız ikinci bölüme geçersiniz. Bir kurucu meclis seçimi yaparsınız. Bu her düşüncenin temsil edilebileceği kurucu meclis gelir anayasayı yapar. Bu yeni anayasa tekrar halka götürülür. Halk evet diyorsa anayasayı yapmış olursunuz. Halka her şeyi açık seçik sormak gerekiyor. ‘Ben laikliği kaldırmak istiyorum ey halkım. Sen bunu istiyor musun? Demokratik değil her şeyin bana bağlı olduğu bir sistem istiyorum. Sen bunu istiyor musun?’ açık soru budur. Bu iktidara düşen görevdir. Muhalefete düşen görevse ‘Sana tam olarak söylenmese de senden istenen demokratik olmayan, laik olmayan, yargısı bağımsız olmayan bir devlet şekli sunuluyor. Ey halkım uyan’ diyeceksiniz” ifadelerini kullandı.  

‘DARBE ANAYASASI SÖYLEMİ ALDATMACA’

Kanadoğlu, “Ne Anayasa’da ne de iç tüzükte Meclis’te A’dan Z’ye yeni bir anayasa yapmak için komisyon kurma yetkisi yoktur. Bu şekilde kurulacak bir komisyonun Anayasal meşruiyeti yoktur. Siyasi partiler bu konuda kendi aralarında bir görüşme yapabilirler. Ama Meclis Uzlaşma Komisyonu adının vererek halka sanki kurulması mümkün olan bir komisyonda bu konuyu konuşacakları izlenimini veremezler. Darbe anayasasından kurtulmak söylemi tamamen bir aldatmacadır. Anayasa o tarihten bu zamana kadar 18 defa değişmiş, 112 maddesi değişikliğe uğramıştır. O Anayasa ile bugünkü Anayasa arasında büyük bir fark vardır. Siyasi partilerin önlerine çıkarılan dayatmaya karşı koymaları gerekir. Kurulmuş olan oyunların oyuncusu haline gelmek sizi tarihe ve millete karşı sorumlu kılacaktır” diye konuştu.

‘CUMHURİYETİN FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖNÜLMELİ’

Yeni Anayasa yapılmasının ve Anayasa’dan Türk kelimesinin çıkartılmasının 2007 yılında ABD tarafından dayatıldığını söyleyen Onur Öymen, Türk dış politikasının dış dayatmalarla yönlendirilir hale geldiğine dikkat çekti. Öymen şöyle konuştu:

“Yeni bir Anayasa yapın diye yönlendirmede bulunmak ne demektir.  Türkiye bunu derhal elinin tersiyle itmelidir. Türkiye Cumhuriyetle kendi kararlarını kendisi alan bir ülke haline getirildi. Buradan uzaklaştırılıyoruz. En vahim olay budur. Diplomaside iyi niyet diye bir şey yoktur. Çıkarlar vardır. Biz eğer bu gerçekleri görmezsek, tutarlı politikalar izlemezsek kaybederiz. Çare dış politikada Cumhuriyetin fabrika ayarlarına geri dönmektir. Bizim Cumhuriyet politikamız bütün komşu ülkelerle iyi ilişki kurmak, asla iç çatışmalarına karışmamak üzerine kuruludur. Cumhuriyet o kadar sağlam temeller üzerine kurulmuş ki bu temel ilkelerden ne kadar uzaklaşırsak o kadar kaybederiz. Geçmişte gördük. Cumhuriyet ilkelerine ne zaman sahip çıkmışsak mutlaka kazançlı çıktık.”

Panelin sonunda, Genel Başkanımız Veli Demir, Kanadoğlu’na; Genel Sekreterimiz Mehmet Altıntop ise Öymen’e plaketlerini sundu.