Güncel Sendika Haberleri

31 Ocak, 2013

MİLLİ EĞİTİM FERMANLARLA YÖNETİLEMEZ

Eğitim-İş olarak 19 Ocak’ta Tandoğan’dan Kızılay’a binlerce üyemizle yaptığımız “Mesleğimiz Onurumuzdur” yürüyüşümüzde önemli taleplerimizden birisi de özür durumu atamalarıydı. 
        Milli Eğitim Bakanlığı, Şubat dönemi özür durumu kılavuzunu yayımladı. Siyasal iktidar artık her yaptığı uygulamada, ne yasa ne de yönetmelik dinliyor. Adeta her şeye Başbakan’ın iki dudağı arasında karar veriliyor. Daha bir hafta önce Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Şubat ayında özür durumu atamalarının söz konusu olmadığını buna 652 Sayılı KHK’nin olanak vermediğini, geçen yıl söz konusu KHK’nin yeni çıkmış olmasından dolayı bir defaya mahsus olmak üzere bunu yaptıklarını açıklamıştı.
        Şimdi Başbakan AKP’nin grup toplantısında Şubat özür durumu atamalarının yapılacağını, kılavuzun da öğleden sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nca yayımlanacağını açıklayıverdi. Kılavuz da dün akşamüstü Bakanlığın sitesinde yayımlandı.
        Öncelikle şunu tekrar belirtelim, iktidar kendi çıkardığı KHK’yi çiğnemektedir. Başbakan 652 Sayılı KHK’ye rağmen Şubat dönemi özür durumu atamalarını açtı. Bizce doğrusunu da yaptı. Doğru olmayan KHK’deki özür durumu atamalarının yılda bir kez yaz döneminde yapılacağı hükmünün yanlışlığının bilinmesine rağmen, bir gecede KHK çıkaran iktidarın bunu hala değiştirmemesidir.
        Şimdi gelelim Bakanlığın yayımladığı kılavuzun değerlendirmesine:

1) Kılavuz öncelikle 06/05/2010 tarihli ve 27573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde, özür durumu içerisinde öğrenim özrünü de saymasına rağmen yaz döneminde olduğu gibi yine öğrenim özrüne yer vermemekle yönetmeliğin ilgili hükmünü fiilen yok saymaktadır. Oysa bu konuda idare mahkemelerine açılan onlarca dava kazanılmış, konu ayrıca Danıştay’da da görüşülmektedir.
2) Bakanlık söz konusu kılavuzda il içi özür durumuna bağlı yer değişikliğini açmayarak on binlerce öğretmeni mağdur etmeye devam etmektedir. Çünkü il içinde eşinden, ailesinden kilometrelerce uzakta ve gidip gelmesi mümkün olmayan yerlerde çalışan birçok öğretmenimiz vardır.
3) Kılavuzda il emri yine yoktur. Bakanlık bir yandan parçalanmış aileleri birleştireceğim derken diğer yandan “ilde açık okul varsa” diyerek bunu kısıtlamaya çalışıyor. Kılavuz bu haliyle yine başvuru yapan öğretmenlerin taleplerini karşılamaktan uzaktır. Ayrıca sağlık gibi yaşamsal önemi olan bir özürde dahi açık okul koşulunun aranması anlaşılabilir değildir.
4) Bakanlık bu tür atamaları bir oldubitti aceleciliği içerisinde yapmaktadır. Okulların tatil olduğu bir dönemde, bu kadar kısa bir süre içerisinde atama başvurusu yapacakların evraklarını hazırlamaları, teslim etmeleri ve onaylatmaları oldukça zordur. Bu bile artık hiçbir şeyin mevzuat çerçevesinde yapılmadığını, Başbakan’ın iki dudağı arasından çıkan sözle yapıldığının bir göstergesidir.
        Özetle bu kılavuz eksik ve acele yayımlanmış bir kılavuzdur. Beklentileri karşılamaktan oldukça uzaktır. Öğretmenlerimizin sesi ve vicdanı olan Eğitim-İş, hakka, hakkaniyete ve hukuka aykırı bu kılavuzu yargıya taşımıştır. 
 MERKEZ YÖNETİM KURULU