Güncel Sendika Haberleri

13 Şubat, 2018

PDR NÖBET EYLEMİNDEN GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ

Bilindiği üzere Rehber Öğretmenlerine nöbet görevi verilmesine dair düzenlemeye sendikamızca dava açılmış ve nöbet tutmama eylemleri başlatılmıştır.  Rehber öğretmeni üyelerimiz de haklı ve meşru taleplerine sahip çıkmakta eylem kararlılıklarını sürdürmektedir.

Bu aşamada bazı İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin, Devlet Personel Başkanlığının ulusal ve uluslararası mevzuat ve mahkeme kararlarından uzak, hukuki dayanaktan yoksun görüşünü dile getirerek eylemin meşruluğunu tartışmaya açmaya çalıştığı ve eyleme ilişkin “aba altından sopa göstermeye” yönelik yazılar çıkardığı görülmektedir.

Eylemlerin etkinliğini azaltmak ve amaçlı bu tür girişimlerin hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Peşinen belirtmek gerekir ki sendikal faaliyet kapsamındaki nöbet tutmama eylemlerine disiplin cezası verilemez.

Anayasanın 90.maddesinin son fıkrasında; "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. ( Ek cümle: 07/05/2004 - 5170 S.K./7.mad ) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." hükmü yer almıştır. Bu kapsamda da 151 sayılı ILO Sözleşmesinde de kamu çalışanlarının kamu görevlileri örgütlerinin faaliyetlerine katılmaları nedeniyle cezalandırılamayacağı hükümleri ifade edilmiştir. Hüküm aynen;

MADDE 4

1.         Kamu görevlileri, çalıştırılmaları konusunda sendikalaşma özgürlüğüne halel getirecek her türlü ayrımcılığa karşı yeterli korumadan yararlanacaklardır.

2.         Böyle bir koruma, özellikle aşağıdaki amaçlara yönelik tasarruflara karşı uygulanacaktır:

a.         Kamu görevlilerinin çalıştırılmalarını, bir kamu görevlileri örgütüne katılmama veya üyelikten ayrılma koşuluna bağlamak,

b.         Bir kamu görevlisini, bir kamu görevlileri örgütüne üyeliği veya böyle bir örgütün normal faaliyetlerine katılması nedenleriyle işten çıkarmak veya ona zarar vermek.

şeklinde yer almıştır.

Bununla birlikte 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 18. Maddesinde;

Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvencesi (1)

Madde 18- (Değişik: 24/6/2004-5198/3 md.)

Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tâbi tutulamaz ve görevlerine son verilemez.

denilerek, sendikal faaliyet güvencesi yasada da yerini almıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yargı yetkisini tanımakla yükümlü ülkelerin çalışma yaşamıyla ilintili hak ve özgürlükleri korumalarına büyük önem vermekte ve konuyla ilgili olarak devletlerin ihlal ortaya koyan yaklaşımlarını istisnasız biçimde mahkum etmektedir. Konu artık tartışmaya dahi açık değildir. (Kaya-Seyhan/Türkiye Davası, Şişman ve Diğerleri/Türkiye Davası)

Aynı yönde Danıştay’ın sayısız içtihadıyla sendikal faaliyetler nedeniyle disiplin cezası hükümlerinin uygulanamayacağı sabit hale gelmiştir.

“Bu durumda, davacının, sendikal faaliyet gereği, 11/12/2003 tarihinde göreve gelmeme eyleminin özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden, disiplin supu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacıya 657 sayılı Kanunun 125/C-b maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır.(Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2009/1063E. 2009/1998K.) - Aynı yönde . (Danıştay 12. Dairesinin 12.12.2001 tarih 2001/3307E. 2007/4415K, 22.10.2003 tarih E:2001/168, K:2003/3017 ; 26.12.2005 tarih E:2003/2274, K:2005/4695 ve 20.12.2004 tarih 2004/4209E. 2004/4148K. sayılı kararları)

Kaldı ki bizzat Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı görüş yazısında; sendikal faaliyet kapsamında gerçekleşen iş bırakma eylemlerinin AİHM ve ulusal yargı kararları kapsamında ve anayasada yer alan hak ve özgürlükler çerçevesinde değerlendirilmesi ve disiplin cezasına konu edilemeyeceği ifade edilmiştir. Ayrıca T.C Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün 2010/2 sayılı Genelgesinde de sendikal faaliyet kapsamında gerçekleşen eylemlere ilişkin disiplin cezası tesis edilemeyeceği yönündeki düzenlemesi ortadadır.

Mevcut durumda gerek ulusal gerekse Türkiye’ nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gerekse AİHM ve ulusal yargı kararlarında sendikal faaliyet kapsamında gerçekleşen nöbet tutmama eylemine yönelik disiplin cezası tesis edilmesine olanak bulunmamaktadır.

Kulaklara korku fısıldamaktan öte hiçbir hukuki karşılığı bulunmayan bu tür baskılara boyun eğmeyeceğiz. Eğitim-İş öncülüğünde başlayan nöbet tutmama eylemlerine devam edecek, bu konuda üyelerimizin mağdur edilmesine geçit vermeyeceğiz.

Tekraren söylemek gerekirse, nöbet tutmama eylemleri sonuna kadar haklıdır, meşrudur ve hukukidir. Bu nedenle hiç kimseye disiplin cezası verilemez. Sonuç olarak; nöbet eyleminden vazgeçmemiz ya da geri adım atmamız söz konusu dahi olmayıp tüm üyelerimizin her zaman olduğu gibi her koşul altında yanlarında olacağız.

                                                                      

MERKEZ YÖNETİM KURULU