Güncel Sendika Haberleri

01 Ekim, 2014

TÜRKİYE’NİN EMPERYALİZMİN KALKANI OLMASINA İZİN VERİLMEMELİDİR

Siyasal iktidarın öteden beri devam ettirdiği saldırgan dış politika sayesinde Türkiye Cumhuriyeti bütün komşularıyla kavgalı hale gelmiş bulunuyor. Bu Neo-Osmanlıcı siyaset hem emperyal amaçlar taşımaktadır ve hem de işbirlikçi bir anlayışı dayatmaktadır. Hiç bir plana hiç bir ilkeye ve hiç bir programa dayanmayan dış politika bugün Ortadoğu'da yaşanan kaosun en önemli nedenleri arasında gösterilebilir. Bir taraftan egemen emperyalist güçlerin planları ve bir taraftan da AKP iktidarının hırsları, inanç eksenli dizayn anlayışlarının sonucu olarak Ortadoğu halklarının kanı acımasızca akıtılmaktadır. Gerçekte ise enerji kaynaklarının ele geçirilmesi sorunu yine hasır altı edilmektedir.

IŞİD adı altında türetilen bir paravan örgüt, Türkiye'nin güney sınırlarını ve dolayısıyla da Irak ile Suriye'nin kuzey bölgesini istikrarsızlaştırmak için terör estiriyor. IŞİD'in büyüyüp beslenmesinde Suriye Devletine karşı saldırganca davranan AKP siyasetinin ve ABD emperyalizminin önemli katkıları olmuştur. Ortadoğu'nun bu en hassas bölgesinde yaratılan bunalım, emperyalist bir cambazlıkla çözülmeye çalışılmaktadır. IŞİD vasıtasıyla istikrarsızlaştırılan bu bölgeye bir müdahale gerekçesi doğmuştur. Müdahaleden sonra bölgede bir koridor oluşturulacak ve Barzani'nin hükmedeceği devletin yasal zemini oluşturulacaktır.

Bu kirli kurgu ve kirli savaş için yine Mehmetçiğin kanı pazarlanmaktadır. Yarın TBMM'de görüşülecek olan tezkere, çözüm süreci adı altında Türkiye topraklarında dayatılan bir planın Ortadoğu coğrafyasındaki parçasından ibarettir.

"Yurtta Barış, Dünyada Barış" siyaseti Türkiye dış işlerinin en önemli ilkesidir. Bu ilke Cumhuriyetin kurucu iradesinin bıraktığı önemli bir mirastır. Demokrat Parti iktidarı ile başlayan ve Kore'ye asker göndermekle devam eden Türk Ordusu'nun pazarlanması anlayışı merkez sağ siyasetin işbirlikçi dayatmaları olarak onlarca yıl gözlemlenmiştir. Günümüzde de AKP siyasetinin, Soros'un ortaya koyduğu "Türkiye'nin en iyi ihraç malı ordusudur" açıklamasını takip eden bir nitelik taşıdığı görülmektedir.

Türkiye kendi ülkesinin ve komşu ülkelerin "toprak bütünlüğünden yana" olmak zorundadır. Bu her şeyden önce çevre ülkelerin meşruiyetlerine gösterdiğimiz saygı gereği tartışılmayacak bir ilke olarak kayda geçirilmelidir. İkincisi, bölgede meydana gelebilecek bir harita değişikliğinin eninde sonunda ülkemizi de etkileyeceği akıllardan çıkarılmamalıdır.

Türkiye'nin dış politikasında yaşadığı bataklıktan ve Ortadoğu'nun yaşadığı bunalımdan çıkışın en önemli yolu AKP siyasetinin değişmesidir. Türkiye AKP'nin her alanda izlediği politikalardan kurtulmadıkça huzur bulamayacak ve süreklilik gösteren kaos siyasetinin içinde yaşamaya devam edecektir.

Türkiye Cumhuriyeti emperyalist bir devlet değildir ve olmamalıdır. Yine Türkiye Cumhuriyeti emperyalist devletlerin işbirlikçiliğini yapmamalı masum halkların kanlarının akıtılması için piyon rolü üstlenmemelidir. Hele hele emperyalizme karşı mücadelenin en önemli örneği olan Türk Ordusu böyle bir projede asla görev almamalıdır.

Eğitimiş hem bir emek örgütü olarak ve hem de ülkesinin bütünlüğünü savunan bir demokratik güç olarak yarın TBMM'ye gelecek olan tezkerenin çıkmasına karşıdır. Bütün demokrasi güçlerini bu anlayışla birlikte hareket etmeye çağırıyor ve Mehmetçiğin kanının emperyalist amaçlar için akıtılmasına karşı çıktığımızı kamuoyuna ilan ediyoruz.

                       MERKEZ YÖNETİM KURULU