Güncel Şube Haberleri

13 Şubat, 2017

11-12 Şubat 2017 Antalya Şubesi İlçe Temsilcilik Başkanları Kurulu ve Temsilciler Eğitimi

Antalya Şubemiz 11-12 Şubat 2017 tarihlerinde İlçe Temsilcilik Başkanlar Kurulu ve Temsilciler Eğitimi gerçekleştirdi.

11/02/2017 tarihinde sabah saat 10.00 da başlayan İlçe Temsilcilik ve iş yeri temsilcileri ile yapılan toplantı Antalya Şube Eğitim Sekreteri Selda YURTALIN açılış ve gündemi okumasından sonra Şube Başkanı Fatin ILTAR konuşmasında sendikal gündem ve ülke gündeminden bahsetti.

Sendikal iletişim önemi üzerine Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Doc. Dr. Nurettin Mert BATU detaylı açıklamalarda bulundu.

Saat 14.30’da Manavgat Cumhuriyet Meydanında Yeni Anayasaya hayır basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında Şube Başkanı Fatin ILTAR;

 

Son birkaç gün içinde Elbab’ta şehit düşen 11 askerimize, tüm şehitlerimize ve vatandaşlarımıza rahmet; ailelerine ve ulusumuza da başsağlığı; yaralanan Mehmetçiklerimize de acil şifalar dileriz. Terörü bir kez daha lanetliyoruz. 

Suriye’de askerlerimizin şehit olmasının, AKP iktidarının yanlış dış politikasından kaynaklandığını da buradan belirtmek isteriz. 

Geride bıraktığımız son bir buçuk yıl içinde şiddetini arttıran terör olayları ülke geneline yayılmıştır. Hain saldırıların büyükşehirlere de sıçrayarak sivilleri de hedef alması sonucunda son dönemde terörün bilançosu oldukça ağır olmuştur. 7 Haziran seçimlerinden bu yana meydana gelen saldırılarda 428 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştır.  

              Asker ve polisten sonra, sivil korunmasız vatandaşlarımıza da yönelen emperyalizmin tetikçisi terör örgütleri, ülkemizi yangın yerine çevirmiştir. Ülkemiz art arda gelen terör saldırıları nedeniyle sarsılmakta, masum vatandaşlarımız yaşamını kaybetmektedir. Anayasa değişikliği ve Başkanlık sistemi derdine düşen siyasi iktidarın önceliği, halkın can güvenliğinin sağlanması ve ülkenin birlik ve bütünlüğünün korunması olmalıdır.   

Ancak bu saldırıların göz göre geldiği ortadadır. AKP iktidarının, Ortadoğu’daki emperyalist kavgaya, akıldan ve ulusal çıkarlardan uzak bir şekilde salt taşeron olma mantığıyla müdahil olması, etnik ve mezhepsel ayrışma temelinde siyaset izlemesi, bugün ülkemizde insanların katledilmesine yol açmaktadır. 

Yaşanan diğer bir önemli gelişme de; Bakanlar Kurulu kararıyla milletimize ait olan  Ziraat Bankası, Borsa İstanbul, BOTAŞ, PTT, TPAO, TÜRKSAT, ETİ Maden, Halk Bankası, THY, Çaykur ve  birçok arazi Varlık Fonuna devredildi.   

Böyle bir fonun oluşturulması akıllara birçok soru işareti getirmektedir. KHK ile kurulan Varlık Fonu’nun tüm işlemleri Meclis kararı olmaksızın Sayıştay ve TBMM denetimlerinin dışına çıkarılmıştır. Varlık Fonu, referandum öncesi kaynak oluşturmak için Türkiye Cumhuriyeti’nin özelleştirmeler sonucu elinde kalan son milli varlıklarının yandaşa sorunsuz bir şekilde sunulmasıdır.  

Varlık Fonu’nun yapısı incelendiğinde Hazine’ye paralel bir yapı oluşturulacağı, devletin denetiminden çıkarılan kamu kurumlarının doğrudan tek bir güce bağlanacağını görmekteyiz. Geçmişte kurulan fonların sermayeye nasıl para biriktirip, çalışanları mağdur ettiğini çok iyi biliyoruz. İktidar, hem dışardaki emperyalist tekellere, hem de içerdeki yandaşlarına yeni ve büyük bir yağmalamanın alt yapısını oluştururken sessiz kalınmamalıdır. Dolayısıyla tüm sendikalar ve çalışanlar bu duruma sert tavır koymalı, net şekilde hayır demelidir.

Buradan siyasi iktidarı uyarıyoruz; halkın alın terinden toplanan vergilerle ve yılların birikimiyle oluşturulan kamu kaynaklarını talan etmeye, bedelini de yoksulluk ve açlık sınırında yaşayan milyonlarca vatandaşın sırtına yüklemeye hakkınız yoktur!   

 

Gündem o kadar hızlı değişiyor ki; 

Geçtiğimiz hafta içinde yayınlanan 686 sayılı KHK ile 2585’i Milli Eğitim Bakanlığı, 330’u Yükseköğretim kurumları olmak üzere toplamda 4464 kamu görevlisi ihraç edilmiştir.  

 Sorgusuz sualsiz, gerekçesiz, evrensel hukuk ilkeleri çiğnenerek yine bir yargısız infaz örneği yaşanmış, FETÖ ile uzaktan yakından alakası olmayan, tek suçu iktidar yandaşı olmamak olan kamu görevlileri tasfiye edilmiştir. Şubemiz üyesi bir Eğitim ve Bilim İş göreni arkadaşımız bu KHK ile haksız olarak ihraç edilmiştir.  

Kanunsuzluk ve faşizm, demokratik kitleler üzerinde adeta kıyım yapmaktadır.  FETÖ bahanesiyle girişilen tasfiye sürecinde yıllarca kol kola hüküm süren bu saltanatın gerçek failleri, asıl işbirlikçileri saltanatlarını sürdürmekte ancak aydın, laik ve demokrat kitleler hedef seçilmektedir.  

Gece yarısı karanlıklarında hazırlanan listeler aydınlık Türkiye sabahını engelleyemeyecek,  eğitim emekçileri, laik, demokratik cumhuriyeti müdafaa için gözünü budaktan sakınmayacaktır.  

Halkımızın karşı karşıya oldukları hayati sorunlar ortada iken, siyasal iktidarın şu anda tek derdi “başkanlık”tır. Adı Cumhurbaşkanı olsa da sistem “Başkanlık” sistemidir, bir “Rejim” değişikliğidir. Bütün yetkiler bir kişinin (Cumhurbaşkanının) elinde toplanacaktır. 

Türkiye’de mevcut olan siyasal siyasal rejim, eksiklikleriyle de olsa demokratik bir cumhuriyettir. Bu değişiklik, mevcut olan demokratik yapıyı da sonlandırıp, otoriter-totaliter bir sistemin anayasal zeminini oluşturacak, siyasal, etnik ve mezhepsel çatışmalarla hızla ülkemizi bölünmeye itecektir.  

Bu hükümet iktidar olduğu günden bu yana, kamu çalışanlarının durumu ile ilgili sık sık çalışmalar yaparak güvencemiz olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununu ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Zaman zaman aldığı kararlar ve de Kanun Hükmünde Kararnamelerle bu güvencelerimizi teker teker ortadan kaldırdığı görülmektedir. Tüm kamu çalışanlarını yakından ilgilendiren ve güvencelerini tamamen ortadan kaldıran, kamu emekçilerinin yok sayıldığı, sendikal anlamda bile çalışmaların engelleneceği açık açık belli olan, arkasında nelerin olabileceğini tahmin ettiğimiz bu anayasa değişikliğine tüm kamu çalışanlarının hayır demesi bir zorunluluktur. 

Yine son dönemde bazı yandaş sendikaların önerisi bahane gösterilerek müfredattan Atatürk, Cumhuriyet tarihi ve Ulusal kurtuluş mücadelesinin 2. İsmi olan İsmet İnönü tamamen çıkarılmıştır.

Bu Anayasa ile yürütme gücünü tek başına kullanabilen, parti başkanı olarak milletvekillerini yani meclisi belirleyebilen, yargı üzerinde tam bir hâkimiyet sağlayan, fiilen denetimi mümkün olmayan “Tek Adamlık Rejiminin” gelmesi kaçınılmazdır.  

 Ulusal egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan ilk kuruluş belgesi niteliğindeki Amasya Genelgesi’nde, “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı belirleyecektir” diyen bu ulus, gasp edilmek istenen egemenliğini yine kendisi müdafaa edecektir.   

Ülkemizin ve milletimizin birliği için, Ulusun Egemenliği için, demokrasimiz için, Cumhuriyetimiz için Başkanlık Anayasasına “Hayır” Diyelim, Bölünmeyelim!  Dedi.

 

Program Antalya Atatürkçü Düşünce Derneği Şubesi Başkanı ve Eğitimiş Sendikası Genel Merkez Denetleme Kurulu Üyesi İbrahim DAŞ’ın Ülkenin içinde bulunduğu siyasal durum ile ilgili olarak bilgilendirdi. Yeni anayasa değişikliği ile ilgili yorumlar ve doğabilecek sonuçlar üzerinde duruldu.

Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan AZITEPE Örgütlenme çalışmaları ve iş yeri temsilcilerinin sorumlulukları üzerine açıklamalarda bulundu.

Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hilmi KANCI sendikamızın harcamaları ve bütçe ile ilgili bilgilendirme yaptı.

Akşam yemekten Eğitimiş Sendikası üyesi olan Deniz ZENGİN ve arkadaşı katılımcıları yaptığı müzikle katılımcılara eğlenceli anlar yaşattı.

 

12/02/2016 tarihinde Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet AYDIN özlük hukuk konusunda bilgilendirmeler yaptı.

Programa ilçe temsilcileri sıra ile söz alarak katılımcıları tanıtarak sorunlarını dile getirdiler.

Sorular ve sorunlar ile ilgili olarak Yönetim Kurulumuz açılamalarda bulundu.

Tüm konuşmacılardan sonra Şube Başkanı Fatin ILTAR genel olarak yapılan bu etkinliği değerlendirdi. Bundan sonra yapılacak etkinliklere ışık tutması için tüm katılımcılara memnuniyet anketi dolduruldu.

 Kalan katılımcılar ile sahne önünde fotoğraf çekildi ve İzmir Marşı söylenerek katılımcılar görev yerlerine döndüler.