2008-2009 Eğitim-öğretim yılının I .Dönemi bugün sona ermektedir. Ancak 2008-2009 Eğitim-öğretim yılında eğitim sisteminin sorunlarına çözüm üretilemediği gibi bu sorunlara her geçen gün yenileri eklenmiştir.
2008-2009 Eğitim-öğretim yılında,
• Eğitimde “özelleştirme” ve “dinselleştirme” hareketleri artarak devam etmiştir. Bunun sonucunda eğitim sistemimiz, geleceğimizin güvencesi çocuklarımızı yetiştirmede oldukça yetersiz kalmış, bilimsellikten ve çağdaşlıktan uzaklaştırılmış ve ulusal nitelikten yoksun bırakılmıştır. Okullar tarikat yuvalarına dönüştürülmeye çalışılmıştır. Laik eğitim sistemi hedef alınmıştır.
• Cumhuriyet rejiminin herkese yeterli eğitim hedefi terkedilmiş, eğitim kurumları birer “ticarethaneye”, okul müdürleri “tüccara”, öğretmenler “tahsildara”, öğrenci ve velisi, "müşteri" durumuna düşürülmüştür. AKP iktidarı zorunlu bağış anlayışını getirmiş, kendi okulunu kedin yap, paran kadar eğitim al uygulamasına halkımızı ve çocuklarımızı mahkum etmiştir.
• Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmamış, sınavlara endekslenen eğitim sistemi, eğitimi dershane, özel ders, özel okul alanına kaydırılmıştır.
• Öğretmen ve derslik açığı kapatılamamıştır. Ülkemizde hala okulsuz köy, öğretmensiz okul bulunmaktadır. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da öğretmen açığı yüzde 70 oranında vekil öğretmenlerle kapatılmakta, öğretmen olmayan kişilerin öğretmenlik yapması eğitimi katletmektedir.
• Müfredat yap-boz tahtasına dönüştürülmüştür.
• Ücretli öğretmen, vekil öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrosuz usta öğretici gibi görevlendirme çeşitliliği yaygın hale getirilmiştir.
• Kadrolaşma hareketleri hız kazanmış, okullarımız vekaletle yönetilir olmuştur. Din kültürü öğretmenleri idareci, imamlar din kültürü öğretmeni olmuştur.
2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı eğitim çalışanları açısından sıkıntılarla geçmektedir. Eğitim ve bilim çalışanları yoksulluk sınırının altında bir ücrete mahkum edilmiş, ekonomik ve özlük konularda hak kayıplarına uğratılmıştır.
Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz gibi kış koşularının çetin geçtiği bölgelerimizde görev yapan eğitim ve bilim emekçileri 7–8 ay süren kış şartlarına direnebilmek için yılda 2.000 – 3,000 TL yakıt parası vermek zorunda kalmaktadır. Seçim yatırımı olsun diye büyük kentlerde niteliksiz kömür dağıtmak yerine, bölgede çalışanlara gerekli ödenek acilen sağlanmalıdır.
Ek ders ücreti ödemeleri birçok ilimizde aksamaktadır. Bu mağduriyetin derhal giderilmesi gerekmektedir.
İş kolumuzda görev yapan hizmetli arkadaşlarımıza uygulanan her türlü baskıya derhal son verilmelidir. Bu arkadaşlarımızın çalışma koşulları derhal gözden geçirilmeli, herhangi bir ücret ödenmeden kalorifer yakmak, verilen her türlü işi yapmak gibi bir zorunlulukları olmadığının farkına varılmalıdır. Hizmetliler angaryadan artık kurtarılmalıdır. Hizmetlilerin yükselme sınavlarında AKP iktidarına yandaşlığı, değerlendirme ölçütü olmamalıdır.
2008-2009 eğitim-öğretim yılının ilk döneminin bugün sona eriyor olması nedeniyle yaklaşık 15 milyon öğrenci karne alacaktır. Buradan velilere karne uyarısında bulunmak istiyorum. Karnedeki düşük puanlar nedeniyle çocuğun suçlanmaması gerekir. Bu durumda suçlu arama yerine başarısızlığın başarıya nasıl dönüştürülebileceği incelenmeli ve yapılması gerekenler ortaya konulmalıdır. Velilerin çocuklarına arkadaş gibi yaklaşmaları, sevgi ve hoşgörü göstermeleri de oldukça önemlidir.
2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı eğitim çalışanları açısından sıkıntılarla geçmiştir. Ancak, eğitim çalışanları yaşadıkları tüm zorluklara karşın özveriyle çalışmışladır. Buradan tüm eğitim ve bilim işgörenlerine teşekkürlerimi sunuyorum. Öğrencilerimize de önümüzdeki dönemde başarılar diliyorum.
Yüksel ADIBELLİ
Eğitim-İş Genel Başkanı