Güncel Sendika Haberleri

10 Kasım, 2010

ATATÜRK KÖŞESİ DAVASINDA HUKUK ZAFERİ

 

10 Kasım’da Büyük Önderimiz’e ve Yolunda Yürüyenlere Armağanımızdır…

Bilindiği üzere, Milli Eğitim Bakanlığı 8 Mart 2008 tarihli Resmî Gazete’de yeni “Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği”ni yayımlamıştı. Atatürk’e ve devrimlerine tahammülsüz icraatları nedeniyle Sendikamızla sık sık karşı karşıya gelen Hüseyin ÇELİK imzalı bu yönetmelikle önceki düzenlemeden farklı olarak, özel okullarda “Atatürk Köşesi” bulundurma zorunluluğu ortadan kaldırılmıştı. Gelişme üzerine yaptığımız değerlendirmede de altını çizdiğimiz üzere, bize göre Büyük Önder’in ve temsil ettiği değerlerin türlü şekil kurallarıyla korunmaya ihtiyacı olmamasına rağmen, “muhatabın niyetinin bozuk olduğu hallerde”, kurucu değerlerimizi yoğun bir koruma güdüsüyle hareket etmek zorunluluğuna olan inancımız çerçevesinde, sözkonusu düzenlemenin önce yürütmesini durdurulmasını sağlamış, sonrasında iptal ettirmiştik.

Bu gelişme sonrasında Bakanlık bu defa 21.05.2010 tarihli ve 27587 sayılı Resmî Gazete´de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin “Türk Bayrağı ve Atatürk Köşesi” başlıklı 14. madde kapsamında yaygın eğitim kurumlarında bulunan Atatürk Köşelerinin gerekliğine ilişkin düzenlemesinin içini boşaltan bir girişimde bulundu. 

Bakanlığı sevk ve idare eden anlayış, daha önce yaptığı benzer düzenlemeleri iptal ettirmemize rağmen, okullardan Atatürk’ü silmek konusunda sarsılmaz iradesini bir kez daha ortaya koymuştu. Bunun üzerine Sendika olarak, devlet yönetiminde istismar kültürünü yerleşik hale getiren anlayışın maskesini bir kez daha düşürmek için sorunu bir kez daha Danıştay’a taşımıştık.

Dünya toplulukları arasında çağdaşlaşma koşusunun en tembel toplumları arasında yer alan Arap toplumlarının kahramanı olabilmek için türlü taklalar atan bir Başbakan’ın temsil ettiği siyasi anlayış, dünya tarihinin gördüğü en saygın devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün izlerini silebilmek için gece gündüz çalışıyor.   
Ulusumuz için ne hazin bir tablo…

UNESCO 1981 yılında, 100. Doğum Yıldönümü nedeniyle Atatürk'ü "Ulusal Mücadele ve Çağdaşlaşma Lideri" olarak tanımlayarak, Atatürk'ün doğumunun 100. yılı bütün dünyada, "1981 Atatürk Yılı" olarak kutlanmıştı. Dünyada bir benzeri daha olmayan Kasım 1978 Tarihli UNESCO Genel Kurulu kararında yer alan ifadeleri yorumsuz aktarıyoruz : "UNESCO Genel Konferansı; Uluslararası anlayış işbirliği ve barış yolunda çalışmış üstün kişilerin gelecek kuşaklar için örnek olacakları inancıyla, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. Yıldönümü'nde, 1981 yılında anılmasını kararlaştırmıştır. UNESCO'nun ilgilendiği tüm alanlarda Atatürk'ün olağanüstü bir reformcu olduğu göz önünde tutularak, özellikle sömürgecilik ve emperyalizme karşı en önce açılan savaşların ilk liderlerinden biri olduğu kabul edilmiştir. Atatürk'ün dünya ulusları arasında karşılıklı anlayışın, sürekli barışın kurulması için çalışmaları olağanüstü bir örnektir. Tüm yaşamı boyunca insanlar arasında hiçbir renk, din ve ırk ayrımını gözetmeden, bir uyum ve işbirliği çağının doğacağına olan inancını anımsatarak, eylemlerini her zaman barış uluslararası anlayış ve insan haklarına saygı yönünden yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Atatürk'ün kişiliğini ve eserinin çeşitli yönlerini ortaya çıkarmak üzere, 1980 yılında yapılacak sempozyum hazırlıkları için Türk Hükümeti ile UNESCO'nun işbirliği yapmasına karar verilmiştir."

Atatürk’ün dünya ölçeğinde uyandırdığı büyük saygının anlamının ülke içindeki bir kısım yapı ve anlayış sahipleri tarafından içselleştirilememiş olması hicap verici bir tablo yaratmaktadır.

Hukuk mücadelemizin verdiği bu kutlu meyveyi aramızdan ayrılışının 72. yıldönümünde Önderimiz’e ve ışıklı yollarında yürüyen yurttaşlarımıza armağan ediyoruz.

Eğitim İş, üzerine düşen sorumlulukların gereğini, sarsılmaz bir kararlılıkla yerine getirmeye devam edecektir.

Saygı ile kamuoyuna duyurulur.

Genel Merkez Yönetim Kurulu

Kararı indirmek için tıklayınız.