Bakan Selçuk’un göreve gelmesiyle kamuoyu nezdinde olumlu algı havası estirilirken bizde değişen bir şeyin olmayacağı fikri söz konusuydu.
Olumlu algı operasyonunun en büyük nedeni eğitimdeki başarısızlığın 17 yıllık AKP iktidarlarının kabulü sonrasında eğitimci kimliği ile bir kişinin göreve gelmesi olarak gösterilmekteydi.
Bakanın ilk sözlerinin; “Bize Türkiye’nin birikimi lazım. Bizim en iyi 11’imiz hazır. Çünkü buna Türkiye hazır. Etrafa baktığımda, sosyal medyaya baktığımda nasıl bir heyecan olduğunu fark ediyorum toplumda. Bu beklentiyi karşılamak bir Süpermen işidir, ben bir süpermen değilim."
Şeklinde olması da olumlu düşünenleri destekler nitelikteyken tüm kamuoyunun desteğini beklediğinin işaretiydi. Halkımızın eğitime verdiği önem, çocuklarımızın geleceği, bakandaki beklentiyi iyi niyete dönüştürmüşken icraatlar görüldükçe her şey apaçık ortaya çıkmıştır.
Şeklindeki bir çok uygulama bakan Selçuk’un halkın beklentileri değil AKP hükümetlerinin beklentileri doğrultusunda hareket edeceğinin ve ettiğinin, sarayın bakanı olduğunun ispatıdır.
Bakan Selçuk bugün katıldığı AA Editör Masası programında söylediği;
"Hem ekonomi hem de demokrasi açısında yerel seçimlerin eğitimle bağlantısını konuşuyoruz. Eğer eğitimde güçlü bir beklenti varsa, bir talep varsa o zaman yerel seçimlerde de bize destek olunması gerektiği çok açık. Çünkü o iş birliği, ilçe belediyesi, il belediyesi, merkezi hükümet, bu üçü saç ayağı olarak bir araya geldiğinde ortaya çıkan sinerji çok daha büyük."
Sözler maalesef yanılmadığımızın ispatı ve itirafıdır.
Bu nedenledir ki bakanın bugün bahsettiği öncelikle meslek kanununa ilişkin süslü sözleri inandırıcı değildir. AKP iktidarları boyunca çıkarılan hiçbir kanun emekçilerin lehine olmamıştır bundan sonra da olmayacaktır. Bu nedenledir ki eğitimcileri ilgilendiren böyle bir kanunun AKP iktidarı tarafından çıkarılmasına karşıyız. Bakanın bahsettiği ortaöğretimde ders saatlerinin ya da ders sayılarının azaltılması projesine de, çıkacak sonuçlarla ilgili sorulara verdiği iyimser söylemlerine de katılmıyoruz. Anlaşılan odur ki yüzbinlerce öğretmen atama beklerken, üniversitelerde dirsek çürütmeye devam ederken hükümet var olan boş kadroları da ders saatlerini azaltarak kapatmayı seçecektir.
Eğitim İş; ataması yapılmayan öğretmenler dahil olmak üzere tüm eğitimcilerin yanında olmaya haklı davalarında mücadeleyi sürdürmeye devam edecektir. Bakan Selçuk’a son tavsiyemiz söylemler ile icraatlarının uyuşmadığı, son sözleri ile AKP bürokratı olduğunu ispatladığı bir noktada topluma umut vadetmekten vazgeçmesidir. AKP hükümeti tarihteki yerini kandırılan olarak almışken sayın bakanın kandıran olmaya soyunması da ayrıca düşündürücüdür.
MERKEZ YÖNETİM KURULU