Güncel Sendika Haberleri

06 Kasım, 2020

BİLİMİN DEĞİL İKTİDARIN EMRİNDEKİ YÖK KALDIRILMALIDIR!

12 Eylül darbesinin ardından üniversiteleri kontrol altında tutmak için kurulan YÖK, 39 yıldan bu yana bilimsel, özerk üniversitenin önündeki en büyük engel olmuştur.

YÖK, bugüne kadarki uygulamaları ile üniversitelerde bilimselliği ve bilimsel yaklaşımları kurumsal kimliğe kavuşturmamış, gerçeği arayanı engelleme ve denetim altına alma kurumu haline gelmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lar ile de daha baskıcı ve hukuk dışı bir kurum kimliğine bürünmüştür. Üniversitelerde emekçiler güvencesizliğe, düşük ücretlere, kötü çalışma koşullarına mahkûm edilmiş; siyasal iktidara yönelik her türlü muhalefet, devletin en sert şiddet araçlarıyla baskı altına alınmış; ilerici, devrimci, aydın, bilim insanlarımızın işlerine son verilmiştir.

2002 yılında ilk defa iktidara geldiğinde 12 Eylül askeri darbesinin ürünü YÖK’ü kaldıracağını ve üniversiteleri özerkleştireceğini söyleyen AKP’nin, 18 yıllık iktidarı döneminde YÖK’ün kaldırılması bir yana, üniversiteler bilimsel özgürlüklerini ve kurumsal özerkliklerini tamamen kaybetmiştir.

676 sayılı KHK ile demokratikliği zaten tartışmalı olan rektörlük seçimleri tamamen kaldırılmış ve üniversiteler doğrudan saraya bağlanmıştır. Daha önceleri rektörlük seçimlerinde ortaya çıkan sonuçlara saygı gösterilmeden istediğini atayan Cumhurbaşkanlığı makamı artık istediği kişiyi istediği üniversiteye rektör olarak atamaktadır. Liyakat ve akademik yeterliliğin yerini, iktidara yakınlık ve biat kültürü almış, özgür ve eleştirel düşünceye darbe vurulmuştur.

Bugün üniversitelerimiz, doğrudan siyasal iktidar ya da YÖK aracılığıyla antidemokratik uygulamalar altında eziliyor, karanlığa ve yıkıma sürükleniyor. Üniversitelerimizin yaşaması ve toplumsal işlevlerini yerine getirebilmeleri için özgür düşünce ve özerklik şarttır. Üniversitelerin özerk-demokratik bir yapıya kavuşması için 12 Eylül’ün artığı olan YÖK kaldırılmalıdır.

Eğitim-İş, YÖK'ün kaldırılması ve üniversitelerin kamusal ve demokratik bir anlayış temelinde yeniden yapılandırılması için, bilim insanları, eğitim emekçileri ve öğrencilerin sürdürdüğü mücadelenin, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yanında ve onlarla dayanışma içinde olacaktır.

 

             MERKEZ YÖNETİM KURULU