Güncel Sendika Haberleri

05 Kasım, 2014

BİLİMİN ÖNÜNDEKİ ENGEL YÖK KALDIRILMALIDIR

12 Eylül darbesinin ardından üniversiteleri zapturapt altına almak için kurulan YÖK, 33 yıldan bu yana bilimsel, özerk üniversitenin önündeki en büyük engel olmuştur.

YÖK, bugüne kadarki uygulamaları ile üniversitelerde bilimselliği ve bilimsel yaklaşımları kurumsal kimliğe kavuşturmamış, gerçeği ve gerçeği arayanı engelleme ve denetim altına alma kurumu haline gelmiştir.

Özerkliği tamamen ortadan kaldırılan üniversiteler, son 33 yılda farklı düşüncelerin sorgulandığı ve üretildiği yerler olmaktan çıkmış daha çok benimsenmiş fikirlerin kabul edildiği ve öğretildiği ileri liseler düzeyinde kalmışlardır.

AKP hükümeti döneminde üniversiteler tamamen piyasa dinamiklerine teslim edilmek istenmiş, yükseköğretim de dahil olmak üzere eğitim hizmetlerinin ticarileştirilmesi, üretilen bilginin metalaştırılması, muhafazakârlaşma ve kadrolaşma, üniversite yönetimlerinin otoriterleştirilmesi yönündeki politikalarda artış olmuştur. Üniversitelerde de emekçiler güvencesizliğe, düşük ücretlere, kötü çalışma koşullarına mahkûm edilmeye çalışılmış ve siyasal iktidara yönelik her türlü muhalefet, devletin en sert şiddet araçlarıyla baskı altına alınmak istenmiştir.

AKP, kontrolüne aldığı YÖK’ün kurumsal yapısının sağladığı baskıcı imkânları sonuna kadar kullanmıştır. Devletin muhalif tüm kesimlere karşı şiddet araçlarını sınırsızca kullandığı bir dönemde üniversiteler YÖK, rektörlükler ve polis eliyle zapturapt altına alınmak istenmiş ve soruşturma, sürgün, işten çıkarma, psikolojik baskı, kadro vermeme gibi uygulamaların sayısında artış yaşanmıştır. Bilim insanlarının, insan toplum doğa yararına çalışmalar yapması ve bunu toplumla paylaşmaları her fırsatta engellenmiştir. Üniversiteler sermayenin arka bahçesi haline gelirken, üniversite öğrencileri de kağıt parçasına dönüşen diplomaları ile sermayenin ucuz iş gücü olarak güvencesiz çalışmaya, işsizliğe sürüklenerek, geleceksizleştirilmektedir.

AKP, muhalefetteyken eleştirdiği, kaldırılması gerektiğini savunduğu YÖK’ü kendi iktidarı döneminde bağrına basmıştır. 12 Eylül’le hesaplaşmak gibi bir iddiayla yola çıktıklarını söyleyenlerin 12 Eylül’ün en antidemokratik kurumu olan YÖK’ü kaldırılmasına hiç değinmemeleri oldukça manidardır.

Üniversiteler; özgür düşünceyle “gerçeğin” arandığı, sorgulamanın, tartışmanın, eleştirici düşünmenin öğretildiği, bilimsel düşüncenin yani aklın dogmaya üstünlüğünün ortaya konduğu, topluma da bu becerileri kazandırmaya çalışan eğitim kurumlarıdır.

Üniversiteler; bilim aracılığıyla dünyaya, yeniliğe kapı açan, her türlü fikrin tartışılabildiği, yaratıcılığın gerçekleştirildiği, unvan ve makamların fazlasıyla önem taşımadığı, hiyerarşinin bulunmadığı, bilimsel özgürlüğün ve bilgi birikiminin oluştuğu ortamlardır.

Bu nedenle, üniversitelerin halkımızın ve Cumhuriyetimizin beklentilerine yanıt verebilmesi için hem mali yönden, hem de bilimsel yönden özerk olması gerekmektedir. Hiçbir iktidar, üniversiteleri kendi siyasi emellerine alet edememelidir.

Eğitim-İş  olarak, 12 Eylül faşizminin ürünü olan YÖK’ün kaldırılmasını istiyoruz.  YÖK düzenine karşı, üniversitelerin özerkliğini, parasız, eşit, bilimsel ve demokratik eğitimi savunuyor,  AKP ve YÖK‘ün başında bulunanları uyarıyoruz:  Artık, özerk üniversite, parasız eğitim isteyen öğrencilerin, üniversitelerin ve bilimin yakasından düşün.

                      MERKEZ YÖNETİM KURULU