Güncel Sendika Haberleri

23 Kasım, 2010

BÜTÜN EĞİTİMCİLERİMİZİN VE ÖĞRETMENLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!

 

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün başöğretmen olmasının 82. yıldönümünü kutluyoruz. Ancak iktidara geldiği günden bu yana her geçen gün liyakatsiz kadrolarıyla keyfi uygulamalarına yenilerine ekleyen AKP iktidarının demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye hareketi nedeniyle eğitimciler olarak bu mutlu günümüzü buruk bir şekilde yaşıyoruz. 

Emperyalizme karşı yürüttüğümüz kurtuluş mücadelesinde ulusumuzun kurtarıcısı olmanın yanı sıra, aydınlanma seferberliğinde de başöğretmenimiz olan Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizin ve ulusal bütünlüğümüzün kurulmasında, Türkiye’nin çağdaşlaşma ve demokratikleşmesinde en önemli rolü eğitime ve öğretmenlere biçmişti: O’nun ‘Ulusları kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğitimciden yoksun bir ulus, henüz ulus adını alma yeteneğini kazanamamıştır. Ona basbayağı bir topluluk denir, ulus denemez. Bir topluluğun ulus olabilmesi için kesinlikle eğitimcilere, öğretmenlere gereksinimi vardır.’ sözleri bu idealinin en güzel göstergesidir. Gelinen noktada ise eğitimde kadrolaşma had safhaya ulaşmış; Milli Eğitim Bakanlığı gibi büyük bir kurum liyakatsiz kadrolarla yönetilmeye çalışılmaktadır. Milli Eğitim kadrolarının yönetici konumunda bulunanların neredeyse tamamı AKP yandaşlarıyla doldurulmuştur. Bilgisiz ve beceriksiz kadrolar, sırf hükümet yanlısı olduğu için yönetici pozisyonuna getirilmektedir. “Bizden olanlar ve olmayanlar” ayrımı keskinleşmiş, gerici kadrolar liyakate uygun olmayan bir şekilde önemli görevlere gelmiştir.  

Eğitim-İş olarak, asgari yaşam koşullarının bile çok altındaki şartları eğitim emekçilerine reva görenler yaptıkları yanlışı anlayıp, dengeli ve adil sosyal politikalar üretene kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Taleplerimizi her defasında dillendireceğiz:

Milli Eğitim Bakanlığı’na eğitimde fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalar için bütçeden daha fazla pay ayrılmasını,

Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarındaki iyileştirmelerin yanı sıra çocuklarımıza daha iyi eğitim alabilecekleri bir ortamın sağlanması konusunda çalışmaların yapılmasını,

Eğitimin ulusal, halkçı, bilimsel ve laik esaslara dayandırılarak, parasız hale getirilmesini,

Öğretmenler ve eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal konumlarını yükselterek, saygınlıklarını arttıracak önlemler alınmasını,

Öğretmeni mevsimlik işçiye indirgeyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmesini, öğretmen olma koşullarını taşıyanlara kadro ve iş güvencesi sağlanmasını,

Öğretmenler arasında kariyer basamakları gibi ayrımlar yaratan, çalışma barışını bozan uygulamalara son verilmesini,

Eğitim kurumlarımızın personel gereksiniminin gerçekçi bir biçimde belirlenerek yeterli sayıda personel istihdam edilmesini,

Ülkemizin günümüze uyarlanmış öğretmen yetiştirme politikalarının geliştirilmesini,

Eğitimde gerici, beceriksiz ve liyakatsiz kadrolaşmaya son verilerek, liyakatli, bilgili ve deneyimli yöneticilerin atanmasını,

Eğitimde etnik ve mezhep-tarikat eksenli geliştirilen müfredat programları yerine, ulusal kimliğimize uygun, Atatürk devrim ve ilkelerini esas alan, laik ve bilimsel programların uygulanmasını,

Ek ders ücretlerinin tavanda eşitlenmesi ve emekli sandığına tabi olmasını, aynı zamanda verilen zamların da emekli sandığına bağlı olmasını, 

Eğitim emekçisi emekli bir öğretmenin maaşının 1050 TL değil, 1650 TL olarak belirlenmesini, 

Eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki engellerin kaldırılarak grevli toplu sözleşme hakkının tanınmasını 

İSTİYORUZ!

Cumhuriyet değerlerini benimseyen ve yaşatan, bu değerleri geleceğimiz olan çocuklarımıza ve halkımıza öğreten tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.  

Genel Merkez Yönetim Kurulu