Eğitim-İş, ülkemizin Suriye ile savaşın eşiğine getirilmesini protesto etmek ve kamuoyu oluşturmak için Türkiye genelinde kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirerek “Savaşa Hayır” dedi. Bu kapsamda sendika binalarına, "Savaşa Hayır" ve Ulu Önderimiz Atatürk’ün “Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir" sözlerini içeren pankartlar asıldı.
Eğitim-İş Merkez Yönetim Kurulu tarafından yapılan basın açıklaması şöyle:
Emperyalizmin, Afrika’dan Uzak Doğu’ya sömürge alanları oluşturmak amacıyla bu büyük coğrafyadaki kurulu siyasal yapıları yeniden dizayn etme süreci hızla devam etmektedir. Özellikle ABD güdümlü Yeşil Kuşak Projesi ve Büyük Ortadoğu Projeleri temelinde beslenen yapılar, emperyalizmin bu coğrafyada amacına ulaşmasına önemli katkı sunmaktadır.
Afganistan ve Pakistan’la başlayan işgal süreci Irak’ın işgaliyle sürdürülmüş, “Arap Baharı” adıyla Mısır, Tunus, Libya’da sözde halk ayaklanmalarıyla mevcut siyasal yapılar değiştirilmiştir. Emperyalizmin bu coğrafyada geldiği nokta, Suriye’nin işgali ile İran ve Türkiye’yi köşeye sıkıştırarak, Büyük Ortadoğu Projesi’ne son şeklini vermektir. Bu anlamda Suriye’den sonraki cephe Türkiye olacaktır.
AKP iktidarının son on yılda uyguladığı dış politika ile Türkiye, adeta ABD’nin taşeronluğuna soyunmuş, Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla emperyalizme diz çöktürmüş olan bu topraklar emperyalizmin üssüne dönüştürülmüştür. Suriye’nin işgali çerçevesinde hazırlanan senaryolar birer birer yürürlüğe girmekte, Türkiye emperyalizmin koçbaşı olarak savaşa sokulmaktadır.
1 Mart tezkeresinden ders çıkarmayan siyasal iktidar, fütursuzca ABD’nin oluşturduğu ve desteklediği uluslararası mobilize terör ordusunun yamyamlarını sınır illerimizde ikamet ettirmektedir. Böylece bu çapulcuların Suriye’de terör eylemleri düzenlemesine açıktan destek vererek Atatürk’ün "yurtta barış, dünyada barış" politikasını ters yüz etmektedir. Dün “one minute” diyerek İsrail’e sözde efelenen Başbakan, bugün ABD ve İsrail ile birlikte dost ve kardeş ülke Suriye üzerinde savaş tamtamları çalmaktadır. Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçirilirken, yüz binlerce Iraklı Müslüman, ABD askerleri tarafından katledilip işkencelerden geçirilirken sus pus olan Başbakan, Suriye’de yaşanan sorunlar karşısında adeta aslan kesilmektedir.
ABD, Irak’ta yaşadıklarını bugün Suriye’de yaşamak istememektedir. Bu nedenle yıllardır Türkiye üzerinde ekonomik, siyasal ve askeri operasyonlar yapılmaktadır. Ülkemiz, pompalanan sıcak para ile ekonomik olarak kıskaca alınırken, siyasal iktidara, NATO’ya ve emperyalizme muhalif kesimler, baskı altına alınarak korku toplumu yaratılmakta ve Suriye operasyonu için uygun koşullar oluşturulmaktadır.
İnsanlık tarihi bize vahşi kapitalizmin kanla beslendiğini defalarca göstermiştir. Bu kan ise mazlum ulusların kanıdır. Sömürgecilere karşı ilk Ulusal Kurtuluş Savaşını vererek başta Ortadoğu ve Asya halkları olmak üzere, tüm mazlum uluslara bağımsızlık ışığını tutmuş olan Türkiye’nin, bugün bu mazlum halklara karşı emperyalizmin taşeronluğuna soyunmuş olması oldukça düşündürücüdür. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün söylediği gibi “Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir’’. Bu savaş emperyalist haydutların kirli savaşıdır. Ülkemizin bu kirli savaşa alet edilmeye çalışılması kabul edilemez.
Emperyalizmin hedefi açıktır. Bölgede etnik ve mezhepsel temelli “site” devletleri oluşturulacaktır. Böylece hem sömürü düzeni için dikensiz gül bahçesine dönüştürülmüş bir Ortadoğu, hem de rahat nefes alabilen ABD’nin ileri karakolu İsrail’e yeni müttefikler yaratılmış olacaktır. Dün ABD destekli Barzani’ye “çapulcu” diyenlerin bugün “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye tempo tutması oynanan oyunun bir dışa vurumudur.
Emekçiler olarak bizler emperyalizmin çıkarları uğruna ülkemizin bir savaşa sürüklenmesine seyirci kalamayız.
Eğitim-İş olarak tüm halkımızdan, bu kirli savaşa karşı tepkilerini yükseltmelerini, savaş karşıtı eylem ve etkinliklere destek vererek seslerini siyasal iktidara duyurmasını istiyoruz. Bu savaşın faturasını emekçimiz, dar gelirlimiz, köylümüz ve çiftçimiz kan ve yoksulluk olarak ödeyecektir. Daha şimdiden yapılan zamlarda bu savaş çığırtkanlığının çok ciddi bir etkisi vardır.
Bu nedenle hep birlikte ve gür bir biçimde “Savaşa Hayır”, “Yurtta barış, dünyada barış” sloganlarını haykırmalıyız.
MERKEZ YÖNETİM KURULU