Türkiye Cumhuriyeti’nin, başta laiklik ilkesi olmak üzere, temel değerlerini aşındırmak için yoğun bir çaba içinde olan gerici odaklar, siyasi iktidardan aldıkları cesaretle bu gayretlerini son dönemde gözle görülür ölçüde arttırdılar. Sendikamıza Türkiye’nin dört bir yanından kaygı verici ihbarlar yapılıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı Okul içi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Dairesi Başkanlığı 30 il valiliğine gönderdiği 21.02.2011 tarih ve 323 sayılı yazı ile 300’ün üzerinde öğrencinin dahil olacağı "14. Çanakkale Geçilmez Ergin İzci Milli Kampı" programı yapıyor. Tamamına yakını öğrenci olan ve Bakanlık tarafından finanse edilen resmi Program süresince kabul edilemez gelişmeler yaşanıyor. Çanakkale destanını yazan şehitlerimizin manevi değeri suistimal edilen program süresince öğrencilere Said Nursi’nin risaleleri dağıtılıyor, öğrenciler Bakanlık mensupları eliyle nur cemaati’nin dini ritüellerine tanıklık etmeye mecbur bırakılıyorlar.
Bir başka skandal’da Manisa ilimizde yaşanıyor. Manisa’nın özellikle yoksul ailelerin yaşadığı bazı mahallelerinde yine kamuoyunun yakından tanıdığı cemaate yakın yapılarca “Okuma Salonları” adı altında ilköğretim öğrencilerine yönelik ücretsiz etüt merkezleri açılıyor. Görünürde okuma salonu olan bu yerlerde öğrencilerin derslerine, ödevlerine “abi”’ler ve “abla”lar yardım ediyor. Bu abi ve ablalar yoksul öğrencilere bilgilerini karşılıksız sunmuyorlar. Onlara Fethullah Gülen’e ait kitapları ücretsiz dağıtıyor, ezberletiyorlar. Bu kadarla kalsa iyi, işi iyice abartıp işin içinde velileri de çekerek aynı kitapları gönderdikleri velileri de “ödül karşılığı” sınava tabi tutuyorlar. Okuma Salonlarına asılan ilanlardan bir tanesinin içeriği aynen şu şekilde : “Sayın Veli ; Dağıtmış olduğumuz ‘’sonsuz nur’’ kitabının içeriğiyle ilgili velilere ve öğrencilere yönelik test usulü sınav düzenlenecektir. Sınav 26 Mart 2011 tarihinde düzenlenecek olup sınav yeri ve saati sizlere ayrıca bildirilecektir. Sınav Manisa geneli okuma salonlarında bütün velilere yönelik olacaktır. Birinciye “umre” diğer dereceye giren veli ve öğrencilere ise değişik hediyeler verilecektir. Şimdiden iyi çalışmalar.”
Devletin yoksul yurttaşına sağlıklı bir eğitim sunamamasından kaynaklanan yokluk ve yoksulluk sömürüsüne dayalı bu din istismarı karşısında söyleyecek söz bulamıyoruz. Önümüzdeki günlerde benzer örnekleri kamuoyunun bilgisine sunmaya devam edeceğiz.
Siyasal meşruiyetlerini borçlu olmak bir yana; özgür, bağımsız ve onurlu bir ulusun onurlu temsilcileri olarak yaşamalarını dahi borçlu oldukları Büyük Önder Atatürk ve silah arkadaşlarına, Cumhuriyetimizin kazanımlarına yönelik başlatılmış bulunan bu yakışıksız kampanyayı büyük bir endişe ile takip etmekteyiz.
Gücünü din sömürüsünden, yoksun ve yoksul bırakılmış kitlelerden alan yapılar, devleti sevk ve idare eden siyasi anlayışın desteği ile özellikle eğitim sisteminin içinde nüfuz ederek laiklik ilkesini yok etmeye çalışıyorlar. Laiklik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlık sebebidir. Büyük Önder Atatürk’ün; küllerinden yeniden doğan bir ulusu, genç Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş medeniyetler seviyesine yükseltmek amacı ile kurguladığı devrimlerin itici gücüdür laiklik.
Yaşadığımız dönemde gerici odakların gerek yurt içinden ve gerekse yurt dışından maddi ve manevi anlamda destek bulmakta güçlük çekmediği ve hem çıkar işbirliği ve hem de etki alanları yaratmada belli oranda bir güç ve başarı kazanmış olduğu da su götürmez bir gerçektir. Bu endişe yaratan durum karşısında ulusumuz her zamankinden daha uyanık, Atatürk ilke ve devrimlerinin ve Cumhuriyetin kazanımları konusunda her zamankinden çok daha fazla duyarlı davranmak zorundadır.
Atatürk ilke ve devrimleri; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çağdışı karanlıklara götürmek isteyenlerin ve kıtalar ötesinden içinde bulunduğumuz coğrafya ile ilgili hayal görenlerin yolunda dün olduğu gibi bugün de en büyük engeldir. Maksatlı ve sistemli saldırılarla yapılmak istenen de bu çevrelerin önündeki bu en büyük engeli bertaraf etmektir.
Eğitim İş; Cumhuriyetimizin kazanımlarına, Atatürk ilke ve devrimlerine, ulusal birlik ve beraberliğimize, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üniter ve laik yapısına yönelik her türlü tehdit ve saldırıya karşı gereken karşılığı vermeye devam ederek sorumluğunun gereğini yerine getirmeyi sürdürecektir.
Merkez Yönetim Kurulu