Türkiye’de milyonlarca gencin girdiği 2025 TYT ve AYT sonuçları, eğitim sistemindeki çöküşün en net kanıtıdır. Açıklanan ortalamalar, gençlerimizin temel bilgi ve becerilerden yoksun bırakıldığını gözler önüne sermektedir:
• TYT Türkçe (40 soru): 21,7 doğru
• TYT Temel Matematik (40): 6,6 doğru
• TYT Fen Bilimleri (20): 4,6 doğru
• AYT Matematik (40): 6,8 doğru
• AYT Fizik (14): 2,5 doğru
• AYT Kimya (13): 1,8 doğru
• AYT Biyoloji (13): 2,5 doğru
• AYT Türk Dili ve Edebiyatı (24): 6,3 doğru
Bu tablo bize şunu söylüyor:
• Öğrencilerimizin okuduğunu anlama ve yorumlama becerisi zayıf,
-Lise mezunu bir genç her 10 matematik sorusundan 2’sini bile doğru yanıtlayamıyor,
-Bilim okuryazarlığı yok denecek kadar az.
Üstelik, yanlışların doğruları götürdüğü sınav sisteminde gerçek başarı oranı bu rakamların bile gerisindedir; birçok derste netler eksilerdedir.
BU BAŞARISIZLIK TESADÜF DEĞİL, SİYASAL TERCİHİN SONUCUDUR!
Bugünkü çöküş; yıllardır sürdürülen gerici ve piyasacı politikaların, eğitimde eşitsizliğin ve öğretmenlerin itibarsızlaştırılmasının sonucudur:
• Bilimsel, laik ve kamucu eğitim yerine ideolojik dayatmalar,
• Öğrencileri özel ders ve kurslara mecbur bırakan sınav sistemi,
• Öğretmenlerin yoksullaştırılması ve mesleki itibarının zedelenmesi,
• Parası olanın daha iyi eğitim alabildiği piyasacı düzen…
Bugün milyonlarca genç; bilime değil ezbere dayalı, fırsat eşitliğini yok eden bir sistemin mağdurudur.
SINAV SİSTEMİ GENÇLERİ UMUTSUZLUĞA İTİYOR!
2025 verileri, sınavdan önce bile yüzbinlerce gencin sistemin dışına itildiğini gösteriyor:
• TYT: 2 milyon 560 bin 649 adaydan 209 bin 8’i sınava girmedi.
• AYT: 1 milyon 721 bin 57 adaydan 171 bin 117’si katılmadı.
• YDT: 215 bin 451 adaydan 59 bin 411’i sınava girmedi.
• 311 adayın sınavı geçersiz sayıldı.
• 100 puan altında kalan yani sıfır çeken: 40 bin 818 kişi!
Bu tablo;
-Gençlerin bir bölümünün sınav sisteminden umudunu kestiğini,
-Eşitsizlik ve maddi imkansızlıklar nedeniyle bir kısmının sınav hazırlığını yarıda bıraktığını,
• “Nasıl olsa kazanamam” duygusunun yaygınlaştığını gösteriyor.
Bir başka ifadeyle, bu sınavlara başvurup katılamayan yüzbinlerce genç, sistemin dışına itilmiş “kayıp kuşak”tır.
GELECEĞİMİZİ KARANLIĞA TESLİM ETMEYECEĞİZ!
Eğitim-İş olarak;
• Eğitimin kamusal, bilimsel ve laik temellerde yeniden yapılandırılmasını,
• Eğitimde eşitlik için kamusal yatırımların artırılmasını,
• Öğretmenlerin haklarının korunmasını ve mesleki itibarlarının iadesini,
• Ezbere dayalı sınav sistemi yerine çağdaş, üretken bir eğitim modelinin hayata geçirilmesini savunuyoruz.
Unutulmamalıdır ki:
“Bir ülkenin gerçek bağımsızlığı, gençlerinin nitelikli eğitim almasıyla mümkündür.”
Eğitim-İş, bu gerçeği savunmaya ve eğitim hakkı için mücadele etmeye devam edecektir.