Cumhuriyet, yalnızca siyasi bir sistem değişikliğinden ibaret değildir; aynı zamanda toplumu aydınlatmayı, özgürleştirmeyi ve çağdaş medeniyetler seviyesine taşımayı hedefleyen büyük bir uygarlık yürüyüşüdür. 1 Kasım 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek saltanatı kaldırması bu yürüyüşün en önemli adımlarından biriydi. Osmanlı saltanatının sona erdirilmesi, ulusal egemenlik ilkesine dayalı bir toplumun temelini oluşturmuş ve Cumhuriyet’in ilanıyla hızla gelişecek devrimler sürecini başlatmıştır.
Cumhuriyet’in ilanının ardından, Türk toplumunun eğitim yoluyla güçlenmesi için atılan devrimlerden biri de Harf Devrimi’dir. O yıllarda ülkemizde okur-yazarlık oranı yalnızca yüzde 10 iken kadınlarda bu oran yüzde 2’ye kadar düşmekteydi. Bu karanlık tabloyu aydınlatmak için Atatürk, eğitimde büyük bir değişim yapmanın gerekliliğine inanıyordu. 1927 yılında kurulan komisyon, Latin alfabesinden ilham alarak, Türkçenin dil yapısına uygun yeni bir alfabe hazırladı. 1 Kasım 1928’de, TBMM’nin aldığı kararla 29 harften oluşan Türk alfabesi kabul edildi. Mustafa Kemal Atatürk, yeni harflerin öğrenilmesini bir yurttaşlık görevi olarak görerek halkı bu dönüşüme hazırlamış, bu uğurda yurt genelinde eğitim seferberliği başlatmıştır. O, bu devrimi halkın her kesimine tanıtmak için bizzat tahta başına geçmiş, halkımıza hem öncülük etmiş hem de rehberlik etmiştir.
Harf Devrimi, yalnızca bir alfabe değişikliği değil, Türkiye’nin çağdaşlaşma yolunda attığı en güçlü adımlardan biridir. Osmanlı alfabesinin karmaşıklığı ve yetersizliği halkın eğitim, kültür ve bilim alanında gelişimini engelliyordu. Harf Devrimi, Türkçemizi daha kolay yazılır ve okunur hale getirmiş, halkımızın okur-yazarlık oranını hızla artırmış, eğitim ve toplumsal kalkınmanın yolunu açmıştır. Bu devrimle birlikte, halkımız ilk defa kendi alfabesini kullanarak kendi dilini özgürce ifade etme hakkını elde etmiştir.
Ancak bugün, Harf ve Dil Devrimleri üzerinde “Bir gecede cahil kaldık” gibi söylemlerle Atatürk’ün mirasına saldırılmakta; Cumhuriyetimizin dilimize getirdiği kazanımlar değersizleştirilmeye çalışılmaktadır. Eğitimde nitelik düşürülerek Arapça gibi dillerin öne çıkarılma çabaları ve imam hatip okullarının yaygınlaştırılması, dilimizin ve eğitimimizin yapısını değiştirme çabaları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Cumhuriyet değerlerinin, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu Eğitim-İş olarak bizler, Türkçemizin zenginliğini ve canlılığını gelecek nesillere aktaracak, dilimize ve aydınlanma yolumuza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Harf Devrimi’ni, ulusumuzu karanlıktan çıkaran aydınlanma devrimlerinin bir parçası olarak anıyor, Atatürk’ün yolunda dilimize ve Cumhuriyetimizin kazanımlarına kararlılıkla sahip çıkıyoruz.