Güncel Sendika Haberleri

13 Eylül, 2013

İHL ÖĞRETMENLERİNE MOLLA YETKİSİ VERİLDİ

Genel Başkanımız Veli Demir, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Osman Kandemir ve Genel Özlük Hukuk Sekreterimiz Ömer Arslan örgütlenme çalışmaları kapsamında Manisa, İzmir ve Afyonkarahisar’ın Dinar, Sandıklı ve Çay İlçe Temsilciliklerinde temaslarda bulundu.

Manisa Şubemizi ziyaret eden Demir, burada Şube Başkanı Necdet İnce, Şube Örgütlenme Sekreteri Cem Ok ve Şube üyeleriyle bir araya geldi. “Gezi Parkı” protestoları kapsamında Emniyet’e ifade vermeye çağırılan İnce'ye destek vermek amacıyla Manisa'ya geldiğini söyleyen Demir, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gezi Parkı eylemlerinde vatandaşların demokratik haklarını kullandığını vurgulayan Demir, siyasi iktidarı aklıselime davet ederek yurttaşların demokratik tepki ve taleplerine kulak vermesini istedi.

“SANKİ BİR İÇ SAVAŞ”

Gezi Parkı olaylarında Türkiye’de neredeyse bir iç savaşın yaşandığını kaydeden Demir,  ODTÜ ve Tuzluçayır’da yaşanan olaylar ve Hatay’da Ahmet Atakan adlı gencin hayatını kaybetmesinin ardından bu konudaki tedirginliklerinin arttığını vurguladı.

“BAŞBAKAN ÜLKEMİZDEKİ  GENÇLER İÇİN GÖZYAŞI DÖKSÜN”

Veli Demir, Mursi yandaşları hayatını kaybedince gözyaşı döken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemizde genç yaşta yaşamını kaybeden çocukları da düşünmesi, anlaması ve onlar içinde gözyaşı dökmesi gerektiğini dile getirdi. Demir, Suriye’deki iç savaşa karşı siyasi iktidarın takındığı tutumun Mustafa Kemal’in Türkiye’sine yakışmadığını da söyledi.

“YARAMAZ ÇOCUK MEB”

Ardından Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) eleştirilerini yönelten Veli Demir, Bakanlığın 2002 yılından bu yana her gün adeta yaramaz çocuklar gibi yangın çıkardığını, Eğitim-İş’in hukuksal yönden ya da demokratik tepkiler koyup kamuoyu oluşturarak Bakanlığın çıkardığı yangınları söndürmeye, yapılan yanlışlıkları düzeltmeye çalıştığını belirtti. Geçtiğimiz yıl uygulanmaya başlanan 4+4+4 sisteminin devrim ve yenilik değil bir yıkım sistemi olarak niteleyen Demir, sistemin bilimsel, laik, demokratik eğitimi yok eden Tevhit-i Tedrisat Kanunu’nu da hükümsüz kılan bir yıkım sistemi olduğunu iddia etti.  Bakanlığın bu yıl çıkardığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin de genel anlamda olumsuz olduğunu belirten Genel Başkan Veli Demir; “2012 yılının Ağustos ayında 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Yasası çıkartılmış, Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Yasası'ndan da Atatürk İlke ve Devrimleri by-pass edilip atılmıştı. Şimdi de Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nden Atatürk İlke ve Devrimleri ve Cumhuriyet'in temel ilkelerini çıkartıp atmışlar” dedi.

“MEB MUSTAFA KEMAL’E SALDIRI ÜSSÜ OLDU”

Demir, “Devlet bakanı olmasaydım Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim” diyen Mustafa Kemal’in en önem verdiği kurum olan Milli Eğitim Bakanlığı’nın Mustafa Kemal’a saldırı üssü haline getirildiğini vurguladı. MEB’in Sadece Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı konuma geldiğini kaydeden Demir, “Ne acı ki Diyanet İşleri de Mustafa Kemal Atatürk’ün kurup gözü gibi koruduğu kurumlardan birisiydi” dedi.

“ERKEN EVLİLİKLER TEŞVİK EDİLİYOR”

Yeni yönetmelikle erken evlilikleri teşvik edercesine evlenen öğrencilerinin kayıtlarının silinmediğini, örgün eğitimden açık öğretime kaydırıldığını hatırlatan Demir; “13 yaşında ortaokulu bitiren çocuğu örgün öğretim içinde tutacak hamleler yapmak yerine çocuklara istersen evlen, eğitimde sana engel olmayacak diyerek evliliği teşvik etmiştir. Bu ülkemizin geleceği açısından ve aile bakımından büyük sakıncalar doğuracaktır. Çok yanlış bir uygulamakla olmakla birlikte siyasi iktidarın duruşuyla doğru orantılıdır. Mursi’nin anlayışına paraleldir ama bilime, pedagojiye ve Türkiye’ye zıttır” şeklinde konuştu.

“CEMAATLERE PEŞKEŞ”

Demir, partinin adının Adalet ve Kalkınma Partisi olduğunu ama adaletle alakası olmadığını kaydetti ve Bakanlığın yurtdışından gelen öğrencilerin herhangi bir sınava tabi tutulmadan istedikleri liseye girmelerini sağlayan değişikliğin vicdansızlık olduğunun altını çizdi. Uygulamayla devlet kasasının cemaatlere peşkeş çekildiğini vurgulayan Demir; “Ülkemizde 1 milyon 200 bin öğrenci orta öğretimde iyi liselere gidebilmek için gece gündüz çalışırken, aileler dişinden tırnağından arttırdığı parayla çocuklarını iyi okullara göndermek için çabalarken dışarıdan hiçbir çaba harcamadan gelen çocukları Türkiye’de istediği liseye herhangi bir sınav, kriter koymadan girecek. Tüm Türkiye bilmektedir ki yurtdışında cemaatlerin tarikatların okulları vardır. Bu devlet kasasından cemaat ve tarikatlara peşkeş çekilmesi demektir. Bunun adaletle vicdanla ve ahlakla alakası yoktur. Hatta bunun adı direk vicdansızlıktır” dedi.

“İHL ÖĞRETMENLERİNE MOLLA YETKİSİ”

Yönetmelikle ayrıca İmam hatip liseleri öğretmenlerine adeta molla yetkisi verildiğini ifade eden Demir; “İHL meslek dersi öğretmenleri, çocukları etkinliğe götürür gibi, herhangi bir cemaatin, tarikatın yada bir başka dini grubun toplantısına götürebilir. Bu bir cinayettir. Bunun eğitimle bir alakası yoktur.  Elbette ki insanların nereye gideceğine biz karar veremeyiz. Hiçbir çocuğun, yurttaşın nereye gideceğine karar veremeyiz. Ama devlete emanet edilen devletin tasarrufu altında olan çocukları siz cemaatlere, tarikatlara ya da diğer dini grupların toplantılarına propaganda amacıyla götüremezsiniz. Bunun eğitimde pedagoji ve bilimde yeri yoktur “ ifadelerini kullandı. Demir bu konunun da anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınmış olan Tevhit-i Tedrisat Yasası’na karşı yapılmış ihanet ve saldırı olduğunu sözlerine ekledi.

Demir, daha sonra Dinar, Sandıklı ve Çay’a giderek burada da çeşitli temaslarda bulundu.