Güncel Sendika Haberleri

29 Aralık, 2012

İKTİDARIN ÜNİVERSİTELER ÜZERİNDEKİ BASKISINI PROTESTO ETTİK

   Eğitim-İş, ODTÜ yönetimine ve öğrencilere destek verdi. Haklı eylemliliklerinde her zaman ODTÜ’lülerin yanında olduklarını açıklayan Eğitim-İş, iktidarın üniversiteler üzerindeki baskısını ODTÜ önünde protesto etti. 
        “Rektörler padişahınsa, öğrenciler bizimdir” yazılı pankart taşıyan Eğitim-İş üyeleri, “AKP go home”, “Özerk üniversite, bilimsel eğitim”, “AKP elini üniversitelerden çek”, “Ne ABD, ne AB tam bağımsız Türkiye”, “Rektörler Tayyibin, öğrenciler bizimdir”, “Her yer ODTÜ, her yer direniş” sloganları atarak ODTÜ girişinde toplandılar.
        Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, burada yaptığı basın açıklamasında, her fırsatta demokratikleşmeden, insan hak ve özgürlüklerinden söz eden AKP iktidarının ODTÜ’deki öğrencilerin protestosu karşısında gerçek kimliğini ortaya koyduğunu söyledi.         Yaşananların AKP iktidarının bilimin aydınlığından ve gerçek demokrasiden ne kadar korktuğunu gözler önüne serdiğini kaydeden Demir, “Sayın Başbakan, açık cezaevine çevirdiği Türkiye’de herkesi susturacağını sanıyor. Ancak gecekondu üniversiteleri ve sahte aydınlar hariç, gerçek üniversite ve aydınlar susmayacaktır” dedi.  
        Demir, siyasal iktidarın Türkiye’nin bilim kurumlarıyla nasıl bir hesaplaşma içinde olduğunun TÜBİTAK ve TÜBA’da açıkça ortaya çıktığını, yeni YÖK yasasıyla da bilimselliğin üniversitelerden kovulduğunu vurguladı ve şöyle konuştu:
        “Bilimin ve aydınlığın ocağı olan üniversitelerin gerek öğretim elemanları ve gerekse öğrencileriyle bu duruma tepki koymaları, eylem yapmaları en doğal, en meşru ve en demokratik haklarıdır. Ancak siyasal iktidar böyle bir tepki karşısında bütün dengesini kaybederek gerçek kişiliğini ortaya koymuş,  cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde görülmeyen bir vahşet sergileyerek ODTÜ’nün şahsında özgür üniversitelere duyduğu kini kusmuştur. Adeta yok edemediği bilimin aydınlığından öç alırcasına hareket etmiştir.
        Halkın güvenliği ve korunması için var olan güvenlik güçleri, siyasal iktidarın yaratmaya çalıştığı korku imparatorluğunun paralı askerleri gibi davranmışlardır.
        Üniversite basılmış, öğrencilere ülkemizi işgal etmeye gelen düşman askerleri gibi davranılmış, hastanede ölüm kalım savaşı veren öğrenciler gözaltına alınmaya çalışılmıştır.
        Bunun hiçbir biçimde hoş görülecek, kabul edilebilecek bir tarafı yoktur. Bu vahşeti şiddetle kınıyor, sorumlularının yargı önünde hesap vermelerini bekliyoruz.” 
        Yaşanan olayların ardından ODTÜ Rektörlüğü’nün ve öğretim üyelerinin polisin aşırı güç kullanımını eleştirerek öğrencilere sahip çıkmasıyla başlayan gelişmelerin, bazı üniversitelerin rektörlerinin ODTÜ’yü hedef alan bildirileriyle devam ettiğini söyleyen Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
        “Son zamanlarda kurulmuş bazı üniversitelerin rektörleri ise yayımladıkları ortak bildiriyle protestocu öğrencileri ve öğrencilerine sahip çıkan üniversiteyi kınamakla yetinmeyip hükümetin ve ismen Başbakan’ın yanında olduklarını açıklamışlardır. Olayların ilk elden tanığı ODTÜ’lü yöneticilerin ve öğretim üyelerinin beyanlarına, olayların gelişmesi konusundaki gözlemlerine aldırmadan, başbakanlarının izinden giderek ülkenin en saygın üniversitelerinden birini anarşi yuvası olarak itibarsızlaştırmaya çalışmaktan çekinmemişlerdir. YÖK’ün kimliksizleştirdiği gecekondu üniversitelerinden, akademik kimliği ve ahlakı ayaklar altına alan sözde aydınlardan başka bir şey de beklenemezdi. Bir oyla atanan rektörcüklerin hak edişlerinin karşılığını nasıl ödediğini görüyoruz ve şaşırmıyoruz. Aydın tavrı geliştirmeyen rektörleri şiddetle kınıyoruz.” 
        Demir, ODTÜ’nün tarihine yakışır bir tavır ortaya koyduğunu kaydetti ve “Eğitim-İş haklı eylemliliklerinde her zaman ODTÜ’nün ve ODTÜ’lülerin yanında olacaktır. Bugün kendini çok açık bir şekilde hissettiren faşizme karşı saflarımızı sıklaştırarak omuz omuza mücadele etme gereğinin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz” dedi.