MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE
ANKARA
Milli Eğitim Bakanlığı uzun yıllardır bir türlü istikrarlı bir yönetime kavuşturulamamıştır. Bakanlık koltuğu, sahiplerinde nasıl bir ruh hali yaratıyorsa kurum, hemen her bakan değişikliğinde adeta yap-boz tahtasına dönüştürülmekte, önceki dönemlerde yaratılan beklentiler yerle bir edilmektedir. Bakanlığın özel bir şirket mantığıyla yönetilmesi kabul edilemez. Bakanlık Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin şekillendirildiği yaşamsal öneme haiz bir kamu kurumudur. Bu kurumu yöneten akıl, siyasal arayış ya da kişisel tercihleri bir kenara bırakarak karar mekanizmalarına eğitim kamu hizmetinin özneleri olan öğretmen, öğrenci, veli ve sendikaları dâhil etmek durumundadır. Sayılan unsurlar arasında yer alan Sendikalar, eğitim işkolunda çalışma barışını ve hizmetin kalitesini bozan aksaklılardan kurumsal örgütlülükleri sayesinde anında haberdar olma olanağına sahiptirler. Bu çerçevede, eğitimde hizmet kalitesinin artırılması ve çalışma barışının sağlaması hedefinin gerçekleştirilmesi konusunda en az Bakanlık yöneticileri kadar hassasiyet sahibidirler. Hal böyle iken Bakanlığı yöneten anlayış, yüz binlerce kamu çalışanı ile milyonlarca yurttaşı doğrudan etkileme niteliğine sahip kararları, siyasi kaygılarla seçilen üç-beş bürokrat ile siyaseten kendisine yakın gördüğü sendikanın yetenek ve beklentileri ile şekillendirmektedir. Doğru olmayan bu anlayış nedeniyle Bakanlık tarafından dayatma yoluyla uygulamaya konulan her tasarruf eğitim işkolunda büyük huzursuzluğa yol açmaktadır. Bu anlayışın son ürünü iller arası özür gruplarına il emri uygulamasının kaldırıldığına işaret eden Bakanlığınız yazısıdır.
Bakanlığınız İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü’nün Maliye Bakanlığı’na hitaben yazdığı 05.12.2011 tarih ve 903 sayılı yazısında aynen; “… yukarıda belirtilen takvim çerçevesinde özür durumuna bağlı yer değiştirme suretiyle atamaların norm kadro açığı bulunan eğitim kurumlarına doğrudan yapılacağı, bundan böyle özür durumundan il ya da ilçe millî eğitim müdürlüğü emrine öğretmen atamasının yapılmayacağı, alanında norm kadro açığı bulunmaması veya hizmet puanı yetersizliği nedeniyle yer değiştirme suretiyle ataması yapılamayanların ise ilgi (c) 652 sayılı KHK’ni n 37 nci maddesinin beşinci fıkrasına göre aylıksız izinli sayılmalarını isteyebilecekleri hususları dikkate alınarak bundan böyle eşi öğretmen olan Bakanlığınız/Kurumunuz personelinin atama ve yer değiştirme işlemlerinin en geç Ağustos ayı içerisinde tamamlanması ve öğretmen ihtiyacının yoğun olduğu illerin dikkate alınması hususlarında....” şeklinde değerlendirme yapılmıştır.
Yazınız içeriğinden bir süre önce Sendikalara gönderilerek görüş istenen Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağında iller arası özür grubuna bağlı yer değişikliği isteğinde bulunanlar için öngörülen il emri uygulamasından vazgeçildiği anlaşılmaktadır. Yeni uygulamaya göre bu yöndeki atama istekleri öğretmen ihtiyacına göre belirlenecek, öğretmenin tayin istediği ilde branşına ait norm açığı yok ise ya da hizmet puanı yetersiz ise öğretmen aylıksız izinli sayılma seçeneğini kullanmak zorunda kalacaktır.
Yazınız içeriğinde yer verilen gerekçeler, bu uygulamayı haklı gösterir nitelik taşımamaktadır.
İl emrine atanma olanağının kaldırılmasıyla yaşanan sıkıntıya Bakanlığınızca çözüm üretilmesi gerekliliği anayasal bir zorunluluk olup devletin kamu görevlisine karşı yükümlülüğüdür. Soruna karşı ortaya konulacak duyarsız yaklaşım, Sendikamızın da destek vereceği sistematik eylemlilik sürecini tetikleyecek, Bakanlığınız anlamsız bir biçimde mağdur kamu çalışanlarının husumetine maruz kalacaktır.
Sonuç olarak, il emri uygulamasının devamının sağlanarak öğretmenlerin mevcut mağduriyetlerinin giderilmesini ve sonucun tarafımıza bildirilmesini talep ediyoruz.
Gereğini bilginize sunarım.
Veli DEMİR
Genel Başkan