Güncel Sendika Haberleri

09 Mart, 2017

IV. DÖNEM VI. BAŞKANLAR KURULUMUZU GERÇEKLEŞTİRDİK

IV. Dönem VI. Başkanlar Kurulumuz, 4-5 Mart 2017 tarihlerinde, Şube ve İl Temsilcilik Başkanlarımızın geniş katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi.

Ülke gündemi, sendikal süreç, örgütlenme çalışmaları, eğitim-öğretim sistemine ilişkin sorunların tartışıldığı kurulda, ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel anayasa değişikliği ve referandum sürecine ilişkin bir konuşma yaptı.

Kurulda aşağıda yer alan sonuç bildirgesi hazırlandı.

EĞİTİM-İŞ 4.DÖNEM 6.BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ

4-5 MART 2017

Ülkemiz, emekçiler ve geleceğimiz açısından kaygı verici gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz.

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş savaşı ile kurulan laik, demokratik, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumları ve kazanımları, ilke ve devrimleri yok edilmeye çalışılmakta,  yasama, yürütme ve yargı erkleri tek elde toplanarak diktatörlük dayatılmaya çalışılmaktadır.

15 Temmuz darbe süreci fırsata çevrilerek OHAL uygulaması başlatılmış ve bu kapsamda çok sayıda Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarılmıştır. 100 binin üzerinde kamu çalışanı işten çıkartılırken 2 binin üzerinde kurum kapatılmıştır. 12 Eylül faşist cuntası dahi ülkeyi 5 kişilik Milli Güvenlik Kurulu’yla yönetirken, bugün bütün yetkileri tek elde toplamaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız.  

Temel hak ve özgürlükler rafa kaldırılmış, cezaevlerinin tarihte benzeri görülmemiş şekilde doluluk oranları artmıştır. Bu arada kısmen af sayılacak girişimlerle tecavüzcüler, hırsızlar kısaca adi suçlular açık cezaevlerine yerleştirilirken muhalifler içerde tutulmaya devam edilmektedir. Yandaş medya dışında kalan basın yayın organları ya kapatılmış ya da iyice baskı altına alınmış, onlarca basın emekçisi, aydın tutuklanmıştır. Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanımı terör propagandası kapsamına alınarak binlerce dava açılmıştır. Sosyal medya paylaşımları dahi bahane edilmiştir. On binlerce çalışanın sorgusuz sualsiz işine son verilerek açlıkla, sefaletle karşı karşıya bırakılmış, üniversiteler 12 Eylül’de bil e karşılaşılmayan bir saldırıya uğramış, binlerce akademisyenin görevine son verilmiştir.

 

Başkanlığa Hayır!

Tüm bu yaşananların ana nedeni ise anayasa değişikliğiyle birlikte başkanlık sisteminin hayata geçirilmesi isteğidir. 16 Nisan’da yapılacak olan Referandumun adı Anayasa değişikliği olsa da oylanacak olan rejim değişikliğidir. Getirilmek istenen sistemin adının ‘Cumhurbaşkanlığı’ olarak anılması, bir aldatmacadan ibarettir. Yapılmak istenen, parlamenter demokratik sistemin ortadan kaldırılması girişimidir. Cumhuriyet ve Emek mücadelesinin yegane örgütü olan Eğitim-İş üyelerinin bunu kabul etmesi mümkün değildir. Cumhuriyet ile saraydan alınıp halka verilen egemenliğin tekrar saraya verilmesine karşı kararlılıkla mücadele edeceğiz.

Türkiye’de eğitim sistemi her geçen gün biraz daha kötüleşmekte, iş başındaki iktidar ise eğitimin sorunlarını çözmeye yönelik tüm önerilere kulak tıkamaktadır. İkili öğretim, niteliksiz eğitim hizmeti, eğitimin özelleştirilmesi, kalabalık sınıflar, karma eğitim karşıtı uygulamalar, taşımalı eğitim, altyapısı bozuk okullar, öğrenciden katkı parası alınması, okullarda yaşanan şiddet, temel lise ve TEOG garabeti, PISA 2015 gibi uluslararası sınavlardaki başarısız sonuçlar, çocukların dini cemaat ve vakıfların yurtlarına yönlendirilmesi, öğretmenliğin sertifikaya bağlanması, öğretmenlerin mesleki gelişiminde yaşanan zorluklar, çocukların örgün eğitim sistemi dışına itilmesi, çocukların barınmak zorunda bırakıldıkları yerlerde taciz ve istismara uğraması, yurt yangınlarında yaşamını kaybetmesi, sözleşmeli öğretmenlik ve ataması yapılmayan öğretmenler gibi sorunlardaki çözümsüzlük sürmüştür.

Hangi odaklar tarafından hazırlandığı tam olarak anlaşılmayan ve yandaş sendikanın bu alandaki çalışmalarının hemen ardından tartışmaya açılan müfredat değişiklik taslağı ile eğitimin daha da dinselleştirilmesi için laiklik ve Atatürkçülük konuları müfredattan çıkarılmış ya da daraltılmıştır. Öğretmenin Cumhuriyeti koruma ve kollama görevinden hareketle Cumhuriyetin Öğretmenleri inanmadığı müfredatı uygulamayacaktır.

İş Güvencemizi Tartıştırmayacağız

AKP iktidarı her fırsatta kamu çalışanlarının iş güvencesine yönelik saldırılarda bulunmaktadır.  Siyasal iktidarın istediği kamu çalışanlarının hukuka değil, kendisine bağlı olmasıdır. Bunu sağlamanın birinci koşulu devlet memurlarının iş güvencesini ortadan kaldırmaktır.

Siyasal iktidarın kamu çalışanlarına ve kamu hizmetlerine yönelik bu yıkıcı politikalarının nihai hedefi eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlerini özelleştirerek paralı hale getirmek ve küresel sermayenin hizmetine sunmaktır.

Devlet memurunun iş güvencesi, hukuka aykırı, keyfi uygulamalara ve çalışanların köleleştirilmesine karşı var olan bir güvencedir.  657 sayılı DMK’nın değiştirilmesi demek, Anayasanın 128. maddesindeki “Devletin asli ve sürekli işleri devlet memuru eliyle yapılır” tanımının da değiştirilmesi demektir. Bu durum memurların iş güvencesini, yargı haklarını elinden alan bir değişiklik olacaktır. Kamu çalışanlarının anayasal iş güvencesi sosyal devlet olmanın gereğidir. Mevcut siyasal iktidar ise her yönüyle sosyal devleti ortadan kaldırmak istemektedir.

Eğitim-İş olarak; kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldıracak, kamusal hizmetleri ticarileştirip, özelleştirecek, ulus devleti çökertecek ve sendikaların kapısına kilit vurulmasına neden olacak girişimlere karşı durmaya devam edeceğiz.

Emek Eksenli Mücadelemizi Sürdüreceğiz

Kamu sendikacılığının çıkmaza düştüğü, çalışanların haklarının birer birer elinden alındığı, kamu çalışanlarının toplu sözleşme masalarında satıldığı bu süreçte, baskıcı, otoriter ve emek düşmanı iktidarın karşısında haklarımızı korumak ve yükseltmenin tek yolu, ülkemizdeki tüm emek çevreleriyle, emek ve sınıf eksenli bir mücadele yürütmekten geçmektedir.

Emeğimize yapılan bu saldırıların karşısında kurulduğu günden bu güne laik, bilimsel, parasız ve kamusal eğitimden yana duruşunu hiç değiştirmeyen; Cumhuriyet kazanımlarını savunmayı ilke edinen Eğitim-İş, yıkılmaz bir kale gibi mücadelesini sürdürmektedir. Felsefesini Mustafa Kemal ve cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden, gücünü ise üyelerinden alan Eğitim-İş, ortaya koymuş olduğu mücadelesi ile tüm eğitim emekçilerinin umudu olmaya devam etmektedir.