Güncel Sendika Haberleri

25 Kasım, 2011

KAMUSAL VE ÖZEL ALANDAN KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ KOVMAK İÇİN KADIN-ERKEK BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ.

Biz aşağıda imzası bulunan, içlerinde kadın ve erkek üyelerin bulunduğu demokratik kitle örgütleri olarak, her sabah yeni birine tanık olduğumuz kadın cinayetleri haberleri karşısında insanlığımızdan utanıyoruz. Kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğu bilincinde olan bizler, baskı, tehdit, aşağılamadan başlayarak cinayete dek uzanan kadının insan haklarının ihlali karşısında, toplumsal cinsiyet rollerinin bize biçtiği kalıbı kırmak için erkek ve kadın olarak elbirliği ile mücadele etmemiz gerektiğine inanıyoruz.

Demokratik kitle örgütü üyeleri olarak şuna inanıyoruz ki, kadınların ikinci sınıf sayıldığı, insan haklarının ihlal edildiği bir ülkede demokrasiden ve özgürlüklerden söz edilemez. Göğün yarısını omuzlayan kadınlarımızın, Kurtuluş Savaşımızda, ülkemizin bağımsızlığı için erkeklerle eşit bir mücadele verdiklerini unutmuyoruz. Ve biliyoruz ki, savaşlarda, işgalci, mazlum ülkelerin toprakları ile birlikte kadınlarını da istila etmeye çalışır. Yine biliyoruz ki savaş ortamında ikili esareti kırmak için direnen kadınlarımız, demokrasi mücadelelerinde de erkeklerle hep yan yana oldular. Onlar yalnızca “iyi anne ve eş” değil, toplumsal yaşamda söz, yetki ve karar sahibi, etkin bireyler olmak için de mücadele ettiler. Bugün ülkemizde hala kadın erkek eşitliğinin sağlanamamış olması, başta yöneticiler olmak üzere bütün bir toplumun sorumluluğundadır.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün Şubat 2011’de yaptığı araştırmaya göre bugün kadınların % 41.9’u fiziksel, % 43.9’u duygusal şiddet görüyor ise ve şiddet mağdurlarının % 49.9’nu düşük gelirli, %55.7’sini eğitimsiz kadınlar oluşturuyor ve ülkemiz, “Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi “sıralamasında 134 ülke arasında 126. sırada bulunuyor ise bu, kadınların devlet eliyle korunamadığı ve geri bıraktırıldığının en açık kanıtıdır.

Bilindiği gibi ülkemizde şiddet yalnızca fiziki şiddet biçiminde sürmüyor. İlkokul çağındaki kızlarımızın gelin edildiği, 13 yaşındakilerin cinsel köle yapıldığı, kadınlarımızın iş yaşamından ötelendiği, ev kadınlarının emeğinin angaryaya döndüğü, siyasi yaşamda kadınlarımızın bir vitrin malzemesi sayıldığı ülkemizde her birimizin tek tek kendi sorumluluğumuzu da anımsamamızın vakti çoktan gelmiştir. Bu sorumlulukla, iktidara ve kamuoyuna sesleniyoruz:

Kadına Yönelik şiddeti önlemek için;

-    Kadın sorununun bu denli yakıcı olduğu ve çözüm beklediği bugün, iktidarın kadın bakanlığını kaldırarak, bunun yerine “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” kurmuş olmasını ideolojik bir tutum olarak değerlendiriyor, kadın sorunun aile içindeki kadınla sınırlandırılamayacağı gerçeğini anımsatarak, “Kadın ve Eşitlik Bakanlığı”  kurulmasını,

-    İlk imzacıları arasında yer aldığımız, İstanbul Sözleşmesi diye anılan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nde haklara dayalı olarak yasal düzenlemelerin yeniden yapılmasını,

-    Bu amaçla, TCY’nın 82. maddesine yeni bir fıkra eklenerek, kasten öldürme eyleminin  “Namus” gerekçesi ile işlenmesi halinde verilecek ceza “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” kapsamına alınmasını,

-      TCY’nın  “İntihar” başlıklı 84. maddesinin 3. fıkrasından sonra gelmek üzere   “Başkalarını namus ve töre gerekçesi intihara teşvik eden kişilerin cezalarının artırılmasına ilişkin yeni bir madde eklenmesini,

-    4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’un adının, yasa numarası değişmeden “Kadınların Korunması Yasası” olarak değiştirilerek; medeni hal ve benzeri ayrım gözetmeksizin tüm kız çocukları ve kadınların korunmasını içerecek biçimde yeniden düzenlenmesini,

-    Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm bakanlıklara, şiddetin önlenmesi konusunda bilinç yaratma ve yükseltme eğitimi verilmesini öneren, toplumsal cinsiyet eğitimi konusunda farkındalığı geliştirmeyi amaçlayan 17 numaralı Başbakanlık Genelgesinin, raflardan indirilerek fiilen uygulanmasını,

-    24.04.1985 tarihinde imzalanmış olmasına karşın halen onaylanmamış olan Şiddet Suçu Mağdurlarına Tazminat Ödenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi”nin hemen onaylanması ve uygulanmasını talep ediyoruz.

-    Bütün yurttaşları, tek tek kadın ya da erkek olarak, toplum tarafından bizlere yüklenen ve kurgulanan rollere boyun eğen değil, insan olarak eşit olduğumuz bilinci ile yaşamı ortak paylaşan ve her birimizin insan hakkına saygıyı, kendi onurumuz olarak kabul eden bir dünya için sorumluluk alan bireyler olmak için harekete geçmeye davet ediyoruz. 

DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ

Altı Nokta Körler Derneği Genel Merkezi

Ankara Cumhuriyet Okulları

Ankara Kız Lisesi Mezunları Derneği

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi

Belediye İş Sendikası

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu

Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Merkezi

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi

Dil Derneği

Eğitim-İş Sendikası

Engelliler Konfederasyonu

Tüketici Hakları Derneği

Türkiye Gençlik Birliği

Türk Hukuk Kurumu

Ulusal Eğitim Derneği

Yargıçlar ve Savcılar Birliği