Güncel Sendika Haberleri

01 Ağustos, 2021

KARDEŞLİĞİMİZİ HEDEF ALANLARIN SONU TARİHTEKİ GİBİ HEZİMET OLACAKTIR!

Ülkemizin henüz ranta kurban gitmeyen canım ormanları, vatanın son akciğerleri cayır cayır yanarken, yangınların neden engellenemediği ve neden hızlı söndürülemediği konusunda hala bir açıklama yapamayan AKP, çareyi ırkçılığı körüklemekte bulmuştur.

Bilindiği üzere; Türkiye'de 28 Temmuz'da Antalya'nın Manavgat ilçesinde başlayan ve ardından 30 farklı ilde çıkan yangınlara müdahaleler devam etmektedir. Manavgat'ta beş, Muğla'nın Marmaris ilçesinde ise bir kişi yaşamını yitirmiştir. Binlerce hayvan yanarak can vermiş, orman ve tarım arazileri ile bölgedeki sera alanları küle dönmüştür. Yangınların tehdit ettiği köy ve diğer yerleşim yerleri tahliye edilmiştir.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Adana, Antalya, Muğla, Mersin, İzmir ve Osmaniye başta olmak üzere 28-31 Temmuz tarihleri arasında çıkan 107 yangının 98'inin kontrol altına alındığını ve 9 yangının ise devam ettiğini açıklamıştır. Tüm Türkiye’nin gözü, hala söndürülemeyen bu yangınlardayken, AKP’nin ırkçı politikaları gündeme bir acı haber daha düşürmüştür. Konya’da sırf Kürt olduğu için bir aile, vahşice katledilmiştir.

AKP eliyle ısıtılan “ormanları PKK yaktı” savı, önemli olmakla beraber şu gerçeklere örtü olarak kullanılmıştır:

- Öyleyse de zaten işi vatana ve değerlerine zarar vermek olan bir terör örgütüne engel olacak olan da devlet ve onun kuvvetleridir. Turistik yerlerde bile bu engellenemezken can güvenliğinden nasıl bahsedilebilir?- Daha önce de “teröristler yaktı” denen rantı büyük yerlerde, şimdi yandaş sermayelerin lüks otelleri yükselmiş durumdadır. Bu şaibelerin hesabını kim verecektir?

- Yangınlara karşı verdiği mücadelelerle ülkenin gözbebeği olan kurumlardan THK, yıllardır AKP’nin saldırı niteliğindeki müdahalelerine maruz kalmıştır. “Vatandaşın kurban parasıyla içki içiyorlar” iftiralarıyla itibarsızlaştırılmaya çalışılan kurumun başına kayyum getirilmiş, birçok ilerici ve işinin ehli çalışan ve yangın söndürme uçağı pilotu işinden edilmiş, kurum kadükleştirilmiştir.

AKP’den önce kuruma milletin vergileriyle ve bağışlarıyla alınan yangın söndürme uçakları, AKP döneminde ya satılmış ya da hangarlarda çürümeye terk edilmiştir. Bu tavır bizi, Cumhurbaşkanı’nın ABD Başkanı’nın 4 katı kadar uçağa sahip (8)ancak komşu ülkelerin 3’te biri kadar bile yangın söndürme uçağı olmayan bir garip ülkeye çevirmiştir.

- Yangınla mücadelede olduğu gibi sonrasında yapılacaklar konusunda da yetkililer basiretsizliklerini, konudan ne kadar uzak olduklarını göstermişlerdir. Salgında, selde, depremde, ekonomik krizde dahi vatandaştan para isteyen hükümet, bu yangınlar sonrasında da “Halkımız cömerttir” diyerek pişkinlikte zirve yapmıştır. Oysa akıllardaki soru, halktan zaten bu hizmetleri vermek için topladığı vergilerin nereye gittiğidir?

Ayrıca altını çizmek isteriz ki orman yangınından sonra fidan dikmek, ormanı sadece ağaç olarak gören bir zihniyetin ürünüdür. Ormanlar, ağaçlarıyla içinde yaşayan canlılarıyla, toprağında kendine has ve yıllarca birikip elenmiş mineralleriyle her biri eşsiz yaşam alanlarıdır. O yüzden “Yerine fidan ekeriz ne olacak”tan ibaret bir anlayış, bir ebeveynin çocuk ölürse ölsün yenisini yaparız demesiyle aynıdır. Ormanlara böyle düz bakan, onların kıymetini kavrayamayan bir zihniyetin onları koruması da mümkün değildir.

Bu vahim gelişmeleri kendine çekidüzen vermek, özeleştiri vermek, atıllaştırılan kurumları ayağa kaldırmak için vesile etmeyen Cumhur İttifakı’nın ırkçılığı pompalayarak gündem değiştirmesi de sosyolojik bir yangın başlatmıştır.

Bilindiği üzere Konya'da daha önce ırkçı saldırıya uğrayan Dedeoğulları ailesinin olduğu eve silahlı saldırı düzenlenmiş,  7 kişi hunharca katledilmiş ve saldırının ardından ev ateşe verilmiştir. İlk saldırıda “Burada Kürt yaşatmayacağız” diye bağıranlar, kuşkusuz aylar sonra yaptıkları bu vahşet için iktidar bloğunun halkı kamplaştıran politikalarından güç almıştır.

Nefret söylemi, ırkçı politikalar maalesef sokaklarımıza kan olarak dönmeye başlamıştır.

Elbette bu vahşetin tek failleri katliamı yapanlar değil, onları ırkçı politikalarla destekleyenlerdir.

Her zaman demokrasiden, kardeşçe ve adilce bir arada yaşamaktan yana tavır alan Eğitim-İş olarak, acılı ailenin yakınlarına ve tüm Türkiye’ye başsağlığı diliyor, 2021’in Türkiye’sine leke vuran bu faşist saldırıyı ve azmettiricilerini şiddetle kınıyoruz!

Bilsinler ki bu topraklarda bu karanlık oyunlar daha önce de denendi ve tutmadı! Bu ülkenin insanları, birlikte bir vatan kurmak için omuz omuza mücadele ederek insanlık tarihine geçmiş ataların devamıdır! Bu vatanın en büyük harcı her yurttaşın eşit olduğu Cumhuriyet; en büyük değeri ise kardeşliktir! "Bir ağaç gibi tek ve hür; ve bir orman gibi kardeşçesine" dediğimiz bu kardeşlik ormanını, hiçbir çıra tutuşturamamamıştır, tutuşturamayacaktır. Onu hedef alanların gideceği tek yer ise tarihin çöplüğü olacaktır!

            MERKEZ YÖNETİM KURULU