Narin Güran’ın trajik ölümü, çocuklarımızın güvende olmadığı gerçeğini bir kez daha acı bir şekilde gözler önüne serdi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, 2008-2016 yılları arasında tam 104 bin 531 çocuk kayboldu.
Ancak, TÜİK'in 2016'dan bu yana kaybolan ya da kaybedilen çocuklara ilişkin herhangi bir veri açıklamaması, bu büyük sosyal soruna dair ciddi bir belirsizlik yaratmaktadır. 8 yıldır kaç çocuğun kaybolduğu, bu kayıplardan kaçının bulunduğu ya da hâlâ kayıp durumda olduğu kamuoyu tarafından bilinmiyor. Bu veri eksikliği, çocuk güvenliği konusunda sağlıklı politikaların oluşturulmasını engellemekte ve ciddi bir ihmali ortaya koymaktadır.
Narin’in ölümünün ardında yatan bu sistematik eksiklikler, toplumumuzun çocuklarımıza olan sorumluluğunu hatırlatıyor. 104 bin 531 çocuğun kaybolduğu bir ülkede, sadece bireysel değil, toplumsal ve politik düzeyde de bu sorunla yüzleşmemiz gerektiği açıktır. Çocuklarımızın güvende büyüyebileceği bir gelecek yaratmak için, kapsayıcı, laik bir eğitim sistemiyle hem çocuklarımızın güvenliğini sağlamak hem de toplumsal farkındalığı artırmak zorundayız.
Artık bir çocuğun daha kaybolmasına, acı sonlara sürüklenmesine tahammül edemeyiz. Narin’in hatırasını yaşatmak ve tüm çocuklarımız için güvenli bir gelecek inşa etmek adına, yetkililer acilen harekete geçmeli, kaybolan çocuklar için hesap vermeli ve veri eksikliğini gidererek toplumun bu konuda bilinçlenmesini sağlamalıdır.