TBMM devre dışı bırakılarak KHK’larla ülke yöneten AKP iktidarı, 2 Kasım’da 666 sayılı yeni bir KHK yayınladı. “Eşit işe eşit ücret” aldatmacasıyla çıkarılan 666 sayılı KHK, daha çok üst düzey yöneticilere ücret artışı getirmiştir. Siyasal iktidar, üst düzey bürokrat olarak atadığı yandaşlarına yüksek ek ödemeler bahşederken, bazı kamu çalışanlarına da düşük düzeyde ek ödemeler yaparak seslerini kesmek istemiştir.
“Eşit işe eşit ücret” adı altında yeni bir eşitsizliğe neden olan “yüksek bürokrat zammı” kafa karışıklığına neden olmuş, kamuoyunda sanki tüm kamu çalışanlarına ek ödenek verilmiş havası estirilmiştir. 2,5 milyon kamu çalışanını aldatan bu uygulamadan yararlananlar, yalnızca makam sahibi olanlardır. Bürokratların makam tazminatlarını artırıp, herkese ek ödenek verdik demek ya da bunun propagandasını yapmak, halkı aldatmak ve halkla alay etmektir.
Kamu çalışanlarının mali haklarını düzenleyen 666 sayılı KHK ile kamu çalışanları arasındaki eşitsizlik daha da artmış, öğretmen ve diğer eğitim-bilim çalışanları ise yok sayılmıştır. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde hamasi nutuklar atanlar, eğitim çalışanlara KHK’da sıfır kuruş artış yapmışlardır. Bu bağlamda, yıllardır öğretmenin 7 liralık ek dersine bile göz koyanların, eğitim çalışanlarını yok saymaları çok da şaşırtıcı değildir.
Büyük propagandaya neden olan 666 sayılı KHK ile açlık sınırında maaş alan milyonlarca emekliye de tek kuruş iyileştirme yapılmamıştır. Söz konusu eşitlik, emeğe, yaşam standardına, insan onuruna değil; siyasal iktidara duyulan yakınlığa göre ölçülüp biçilmiştir. Bu ise sosyal bir hukuk devleti içinde ayrımcılık yaratmaya ve dengeleri, toplumun refahı adına değil, iktidarın kayırmacı politikalarına dönük olarak sürekli hale getirmeye hizmet etmektedir. Bu kararnamede yer alan fakat satır arasına sıkıştırılan bir şey daha var ki; o da kamu çalışanlarının statüsünün yavaş yavaş performansa dayalı ücretlendirmeye doğru çekilmesidir.
Bu değişiklikle kamu çalışanlarının ücretlerinde ciddi iyileştirme olduğu yanılgısına düşen renkli sendikalara çağrımız ise şudur: Sizi, bir fazla üyeyle temsil edilmek istediğiniz “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu” kurtarmaz. Siyasal iktidarların sadaka mantığı ile verdiği yüzdelik artışlar değil, kamu çalışanlarının iradelerinin belirleyici olduğu Toplu Görüşme masaları sorunlarımızı çözecektir. Bunun da yolu grevli toplu sözleşmeli sendikal haklardan geçmektedir. Bu anlamda Türkiye'nin geleceğine, bağımsızlığına, bütünlüğüne ve emeğimize yönelen saldırıların karşısında “grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı” talebimizden asla vazgeçmeyeceğimizi haykıralım!
Veli DEMİR
Genel Başkan