Manisa Turgutlu'da Rehber Öğretmenlere re'sen Adliye'de icap görevi verilmesi ve göreve gitmediği için kendisine dava açılan üyemiz Nil Öğretmenin yanında olmak için Adliye önünde basın açıklaması düzenledik. Basın açıklamasına Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreterimiz Yeliz TOY, Manisa 1 No'lu Şube Başkanımız Zeki DİRİKLİ, Manisa 2 Nolu Şube Başkanı Cem Kadir BEDİRHANOĞLU, Şube ve İlçe Yönetim Kurulu üyelerimiz, Genel Merkez Avukatımız Burak SABUNCU, Manisa Bölge Avukatı Mert ÖZKÖSEMEN ve üyelerimiz katıldılar.
Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreterimiz Yeliz TOY yaptığı basın açıklamasında;
Değerli Basın mensupları, Kıymetli Katılımcılar, Sizleri Eğitim-İş Merkez Yönetim Kurulu adına selamlıyorum.
Eğitim-İş olarak yürüttüğümüz mücadelenin en önemli ayaklarından birisi nitelikli eğitim mücadelesidir. Çocuklarımızı bilimsel bilgi ile donatacak okullarımızda aynı zamanda tüm çocuklarımızın sağlıklı kişilik gelişimi, sosyal gelişimi ve kariyer gelişimi açısından yeteri kadar desteklenmesi nitelikli bir eğitimin vazgeçilmez ihtiyaçlarıdır. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 70 bin okul ve kurumda yalnızca 42.500 Psikolojik Danışman/Rehber Öğretmen görev yapmaktadır. Bugün her okula bir Rehber Öğretmen bulunmadığı gibi örgün eğitimde 1 Rehber Öğretmene 423 öğrenci düşmektedir. PDR alan öğretmenlerinin bir kısmının da Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde görev yaptığı düşünüldüğünde bu sayı daha da artmaktadır. Oysa ki PDR alan öğretmenlerinin öğrencinin kişilik gelişimi, sosyal gelişimi, kariyer gelişimi gibi alanlarda verimli çalışabilmesi için daha az sayıda öğrenciyi gözlemlemesi, yönlendirmesi ve desteklemesi şarttır.
Halihazırda Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarındaki PDR alan öğretmen sayısı ihtiyacı karşılamaya yetmediği için aynı anda 2 okula, kimi yerlerde 3 okula 1 PDR alan öğretmeni hizmet vermeye çalışmaktadır. Bu durum Milli Eğitim Bakanlığı’nın Rehberlik Hizmetlerinin gerekliliğini anlamadığını ortaya koymaktadır.
Bu gerçeklere rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurumda görev yapan Nil öğretmenimize Adalet Bakanlığı tarafından resen icap görevi verilmiştir. Nil Öğretmenimiz kendisine resen verilen bu icap görevine gitmediği için görevi ihmalden kendine dava açılmıştır. Dava tebligatı kendisine ulaşmadığı halde 25 Eylül’de zorla mahkemeye götürülmüştür. Hukuksuzca yapılan işleyişe bir de iş bilmezlik eklenmiştir. Turgutlu Adliyesi icap görevi konusunda öğretmenlerin nazarında sabıkalıdır. 2018’de de benzer bir olayda işgüzar bir yetkili icap görevi verilen öğretmeni gece evinden ters kelepçeyle göz altına alınarak güç gösterisi yapılmıştı. Şimdi benzer bir baskıyı da Nil Öğretmen yaşamaktadır. Yetkisi ve konumu bakımından her kim olursa olsun, öğretmenlere angarya niteliğindeki görevler için kanunun boşluklarının arkasına sığınarak mahkeme sopası göstermeye kalkışanların karşısına dikilerek en temel çalışma haklarımızı koruyacağız.
Öğretmenler sizlerin kapıkulu, her an angarya görevler yükleyeceğiniz hazır kıta personel değildir.
Çocuklarımızın geleceğe sağlıklı bireyler olarak hazırlanması için rehberlik hizmetlerini nitelikli hale getirmesi gereken Milli Eğitim Bakanlığının,
*Her bir PDR alan öğretmenine verimli çalışılabilecek sınırların birkaç kat üzerinde sorumluluk yüklemesi yetmezmiş gibi,
*Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri alanında da yetersiz değilmiş gibi,
*Bir de PDR alan öğretmenlerinin Adalet Bakanlığı kadrolarındaki boşluğu doldurmaları için icapçı olarak görevlendirilmeleri kabul edilemez.
Bu görevlendirmeler okullarda nitelikli rehberlik hizmetine ihtiyaç duyan milyonlarca öğrencinin hakkını gasp etmektir.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı çalışan PDR alan öğretmenlerinin aynı zamanda Adalet Bakanlığı kadrolarındaki boşluğu doldurmaları beklenemez. Adli olaylara konu olan; kollukla, savcılıkla, mahkemeyle karşılaşmanın travmasını yaşayan çocukların desteklenmesi için Adalet Bakanlığı’na bağlı görev yapan Psikolojik Danışman/ Rehber Öğretmen kadrolarına yeterli sayıda atama yapılmalıdır.
Bu uygulama psikolojik desteğe; adliyelerde, savcılıklarda, karakollarda, yani çocuklar açısından travmatik etkileri olan ortamlarda ihtiyaç duyan çocukların gerçek anlamda destek alma haklarını gasp etmektir. Çocuk Koruma Kanunu’nda ihtiyacın karşılanmasında son çare olarak yer verilen “diğer kamu kurumlarındaki personelden yararlanma” ifadesini yaygın uygulamaya dönüştüren bu tutum hem okullarımızdaki milyonlarca öğrencinin nitelikli Rehberlik Hizmeti hakkını, hem de adli durumlarla karşılaşmış çocukların nitelikli psikolojik destek alma hakkını gasp etmektir.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e soruyoruz:
Ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmen atama beklerken öğretmen kadrolarını boş bırakıp 1 öğretmene 3 kişilik angarya görev yüklemenize seyirci kalmayacağız. Kanunlar gerektiğinde boşluklarından yararlanıp emek sömürmeniz için araç değildir.
Nil Öğretmenimize yaşatılan bu haksızlığa karşı Eğitim-İş olarak öğretmenlerin meslek onurunu korumak için tüm hukuki yolları kullanacağız. Angarya yasağına karşı yüksek yargı organları ve uluslararası çalışma örgütleri de dahil olmak üzere tüm girişimlerde bulunup Nil Öğretmen üzerinden öğretmenlere sopa gösterenlere gereken cevabı vereceğiz.