Güncel Sendika Haberleri

07 Mayıs, 2010

SINIRLARINI ZORLAYAN BAŞBAKAN'I KINIYORUZ!

 

Bu topraklar bugünleri de görecekmiş meğer…

Bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı çıkıp; Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı, Kurtuluş Savaşı destanımızın kahramanı, Büyük Önder’imizin en yakın silah arkadaşı İsmet İnönü’ye hakaret edip, küfredecekmiş.

Bu çirkin, yakışıksız, saygısız üslubu şiddetle kınıyoruz. 

Başbakan’ın yüreğine işlenen derin kinin kamçıladığı, kontrolden çıkmış egosunun ortaya çıkardığı bir utanç tablosu bu.

Hiçbir gerçekliği olmayan saçma sapan sözleri, salt söyleyen kişinin isminin önünde “Başbakan” sıfatı yer aldığı için ciddiye alıp yanıtlamaya değer görecek değiliz.
Mevlana’nın dediği gibi ‘Suskunluğumuz asaletimizdendir.’; yoksa elbet verilecek cevabımız çok bu laflara…

Bu söylemin halkımız tarafından da ciddiye alınmayacağını düşünüyoruz. 


Çünkü halkımız;

Konuşana baktığında, sırf ABD’ye şirin görünebilmek için ülkesini komşularına savaş açtırma arayışını görürken; milli kahramanına baktığında ise, insanlık tarihinin gördüğü en acımasız, en yıkıcı felaketten ülkesini koruyan ve bu insanüstü çabasını tüm dünyanın ayakta alkışladığı bir devlet adamı görür.  
Yine konuşana baktığında, demokrasiyi bir kenara atıp Başkanlık sistemi yoluyla diktatör olma özlemini görürken; milli kahramanına baktığında faşizmin yükselen değer olduğu dünyada demokrasiye geçebilmek için çırpınan bir devlet adamını görür.

Konuşana baktığında, simit satıcılığından (!) devasa bir servete sahip olan, çocuklarını mücevher işine sokmuş, onlara milyon dolarlık gemicikler almış bir Başbakan görürken; milli kahramanına baktığında ise kendisinin ve ailesinin ismi tek bir şaibeye karışmamış, halkına örnek bir yaşam sürmüş saygın bir devlet adamını görür.

Konuşana baktığında, çağdaş dünyaya saldırılar düzenleyen bir dünya teröristinin önünde dize gelmiş birini görürken; milli kahramanına baktığında 1. Dünya Savaşı sonrasında diğer tüm mağlup halkların gözleri kapalı imzaladıkları yıkım antlaşmasını yırtıp atarak emperyalizmi Lozan’da dize getiren bir büyük devlet adamını görür.

Elbette hiç kimse mükemmel ve eleştiriden muaf değildir. Ancak faşizmin moda olduğu bir dünyada, geçmişinde hiçbir demokrasi deneyimine, doğal olarak da bu tür bir özleme sahip olmayan bir ülkeye demokrasiyi getirme mücadelesi veren, çağının en ilerici liderleri arasında yer alan İsmet İnönü’nün böyle yakışıksız bir benzetmeyle anılması utanç vericidir. 
Özetle; mesele, artılarıyla eksileriyle toplumun değerlerine özen göstererek onların kaderine yön verme sorumluluğunu taşıyabilme meselesidir.
Saygılarımızla.

Genel Merkez Yönetim Kurulu