Güncel Sendika Haberleri

09 Haziran, 2014

ŞUBE GENEL KURULLARIMIZ DEVAM EDİYOR

Şube ve Temsilcilik Genel Kurul’larımız büyük bir heyecan ve olgunluk içinde gerçekleştirmeye devam edilmektedir. Bu çerçevede, 7-8 Haziran tarihlerinde Adana, Eskişehir, Konya, Mersin, Niğde, Kahramanmaraş Genel Kurulları gerçekleştirilmiştir.

Genel Başkanımız Veli Demir Konya; Genel Mali Sekreterimiz Dilek Yurdugül ve Genel Basın Yayın Sekreterimiz Barış Düdü Eskişehir, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Osman Kandemir Adana, Genel Özlük Hukuk Sekreterimiz Ömer Arslan Mersin Genel Kuruluna katıldı.

Genel Başkanımız Veli Demir, Genel Kurullarda yaptığı konuşmalara, ölüm yıldönümleri nedeniyle Nazım Hikmet, Ahmed Arif ve Orhan Kemal’i anarak başladı. Demir, eserlerinde vatan sevgisini, Anadolu insanının acısını hüznünü, emekçilerin haklarını dile getiren ve ezilenlerin yanında yer alan üç devrimci ustanın asla unutulmayacağını söyledi.   

Soma’daki maden faciasına değinen Demir yaşanan felaketin en önemli nedeninin insan yaşamını yok sayan neo liberal politikalar ve taşeronlaşma olduğunu vurguladı. “Taşeronlaşma emekçilerin baş belasıdır” diyen Demir, 2002’de 400 bin civarında olan taşeron işçi sayısının AKP iktidarı döneminde bugün 2 milyon 500 bine ulaştığını belirtti. Demir, “24 Ocak kararları adı altında 1980’de hızla uygulamaya konulan yeni liberal politikalar esnek ve güvencesiz çalışmayı teşvik etmiş iş kazaları artmıştır. Resmi rakamlara göre ülkemizde günde 4 kişi iş kazalarında yaşamını yitirmektedir. Aslında rakam daha korkunçtur. Kayıtdışı çalıştırma olağan hale gelmiştir. Günlük can kaybı 4 kişinin çok üzerindedir. İş güvenliği olmadığı gibi, sosyal güvenlik hakkı da hiçe sayılmıştır. Yarın bu anlayış Milli Eğitime ve başka alanlara da sıçrayabilir” diye konuştu.

Demir, AKP iktidarı döneminde sendikalar üzerindeki baskının arttığını ve yandaş sendikaların yaratıldığını vurgulayarak “Bugün 17 milyon ücretlinin sadece yüzde 5-6’sı sendikalıdır. 1980’de ülke nüfusu 45 milyon iken 2,5 milyon sendikalı bulunmaktaydı. 2014’te ise ülke nüfusu 76 milyon, sendikalı sayısı ise ancak 1 milyon” dedi.

4+4+4 düzenlemesinin eğitim sisteminde yarattığı tahribata da değinen Demir, okulların bilim yuvası olmaktan çıktığını ve medreseye dönüştüğünü ifade etti. Demir, bilimsel, laik, demokratik ve kamusal eğitim anlayışının terk edildiğini, öğretmenin itibarsızlaştırıldığını vurguladı. Eğitimin sistemden kaynaklı sorunları karşısında çözüm üretmekten daha çok sorun üreten MEB’in, yaşanan sorunların kaynağını öğretmenlermiş gibi göstererek öğretmenleri hedef tahtasına koyduğunu söyleyen Demir, “Eğitimin kilit taşı öğretmenlerdir. Eğitim-İş olarak öğretmenlerimizin haklarının gasp edilmesine izin vermeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti, sosyal bir hukuk devleti ise sosyal devletin gereği olarak vatandaşın eğitiminden sorumludur. Piyasacı ve özelleştirmeci eğitim anlayışı terk edilmeli, eğitimin her aşaması parasız olmalıdır. Bilimsel, laik, demokratik, kamusal ve parasız eğitim her yurttaşımızın ayağına eşit bir şekilde götürülmeli, eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Eğitim-İş bunun mücadelesini meşru zeminlerde ve her platformda verecektir” dedi.

Demir, dershanelerin özel okula dönüşmesini içeren Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanun ile 13 Haziran 2014 tarihinde 40 bin okul yöneticisinin görev süresinin dolacağını da anımsatarak, “Evrensel hukuk ve bu doğrultudaki uygulamalar düşünüldüğünde Anayasa Mahkemesi’nden beklenen, ucube kanunun birçok yönüyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermesidir” dedi.