Güncel Sendika Haberleri

21 Ağustos, 2009

TOPLU İŞ SÖZLEŞME TASLAĞI

Küresel krize bağlı olarak derinleşen ülkemizdeki ekonomik kriz, bütün çalışanları ve halkımızı adeta silindir gibi ezip geçmiştir. Ekonomideki küçülme 13,4 olarak belirlenmiştir. Bu küçülmenin devam edeceği uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Son günlerde zamlar yağmur gibi yağmaktadır. Çalışanların ve halkın zorunlu gereksinim maddelerine fahiş zamlar yapılırken onların ücretlerine %1,8, %3, %4,5 gibi komik zamlar yapılarak AKP hükümeti tarafından adeta alay edilmektedir. Yaratılan sadaka ekonomisiyle insanlarımız açlığa ve sefalete mahkûm edilmekte, ülkemizin geleceği karartılmaktadır. 

Küreselleşmenin getirdiği özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarıyla sömürü yaygınlaşırken sendikal örgütlenme de büyük darbe almıştır. Dolayısıyla emek mücadelesi hem ülkemizde, hem de uluslar arası düzeyde gerilemiştir. 

Ülkemiz özelinde kamu çalışanları, 4688 sayılı sendika yasasıyla toplu görüşmelerle sınırlı olarak Bakanlar Kurulu’nun hatta başbakanın iki dudağı arasına sıkışmış yüzdelik komik zamlara mahkûm edilmiştir. Bu nedenle önümüzdeki en önemli mücadele sürecini grevli, toplu sözleşmeli bir sendika yasasının hazırlanması için verilecek mücadele oluşturmaktadır. 

Önümüzdeki 15 Ağustos 2009 Toplu Görüşme süreci, yetkili sendikalar ve konfederasyonlarca çok iyi değerlendirilmelidir. Hükümetin karşısına kamu çalışanlarının haklarını alabilmek ve grevli toplu sözleşmeli sendika yasası için güç birliği yaparak çıkılmalıdır. Bu, bütün kamu çalışanlarının en önemli dileğidir. Asla göz ardı edilmemelidir. 

Devletin bütün kurumlarında ama özellikle Milli Eğitim Bakanlığında ve üniversitelerimizde AKP iktidarının kadrolaşma çabaları artarak devam etmektedir. Bu kadrolaşmada İmam Hatip Lisesi mezunu ve İlahiyatçı olmak, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olmak tercih edilmektedir. YÖK yaptığı uygulamalarla üniversitelerimizi bi-lim üreten kurumlar olmaktan çıkarmış, atanan gerici kadrolarla medreselere dönüştürmüştür. Eğitimde dinselleşme değil, bilimselleşme esas alınmalıdır. Kadroların atanmasında liyakat, kariyer, deneyim ve birikim ön planda tutulmalıdır. Kamu yararı da ülkenin kalkınması da bunu gerektirir. 

Bütün bu olanlar yetmiyormuş gibi çok yüksek harç zamlarıyla halk çocuklarının okuma hakları da ellerinden alınmıştır. Siyasal iktidar kendi siyasi çıkarlarına ülkenin geleceğini feda etmektedir. Bu pervasız gidiş mutlaka durdurulmalıdır. 

Eğitim ve bilim işkolu, ulusumuzu yükseltecek, ülkemizi kalkındıracak, demokrasimizi kökleştirecek, laikliği, hoşgörüyü, toplumsal barış ve adaleti güçlendirecek en önemli işkoludur. Bu işkolunda çalışarak alın teri döken eğitim ve bilim işgörenlerinin insanca bir yaşam düzeyine ulaşmalarını sağlamak, işverenden bunu söke söke almak, sendikalarımızın ve konfederasyonlarımızın boynunun borcudur. Bunun gereğini yapmak da işveren olarak hükümetin başta gelen görevidir. 

15 Ağustos 2009’da başlayacak olan Toplu Görüşme sürecine böylesine karamsar bir tablo ile girdiğimizin bilincindeyiz. Eğitim-İş olarak çalışanlarımızın örgütlü gücüne inanıyoruz ve geleceğe umutla bakıyoruz. Karşımızdaki tablo ne kadar karamsar olursa olsun azmimiz ve kararlı mücadelemiz sonucunda mutlaka sorunların üstesinden geleceğiz. Biz biliyoruz ki, “kara gün kararıp kalmaz.” Yine biz biliyoruz ki, “karanlığın en koyu olduğu an, tan vaktine en yakın olduğumuz andır.” 

İl ve ilçe örgütlerimiz aracılığıyla binlerce eğitim ve bilim işgöreninin görüş ve önerilerini alarak hazırladığımız 2010 TİS metninin hakların elde edilmesinde önemli bir katkı sunacağını düşünüyor, emek mücadelesinde görüş ve önerilerin yolumuzu aydınlatacağına inanıyoruz.