Van depremi bahane edilerek, Cumhuriyet bayramı törenleri iptal edilmiştir. Ulusal bayramların manevi değerlerini özümseyememiş ve bunu bir eğlence sananlar, bilmelidirler ki; bu bayramlar eğlence değil, birlik, bütünlük ve dayanışmanın en yoğun yaşandığı günlerdir. Bir haftadır Van depremi olduğundan beri yas ilan etmeyenlerin, bir günde 34 şehit verirken kılını kıpırdatmayanların, 19 Mayıs törenlerini eziyet olarak görüp kaldırmak isteyenlerin, Mustafa Kemal’in en büyük eserim dediği “kimsesizlerin kimsesi” Cumhuriyetimizi hedef alarak, Cumhuriyet bayramı törenlerini iptal etmeleri manidardır.
Van depreminde kaybettiğimiz insanlarımız için hepimiz yastayız. Bu acı olaydan sonra ulusumuz birlik ve bütünlük içinde Vanlı kardeşlerimiz için seferber olmuştur. Ancak depremi bahane ederek vergilerle maddi rant elde eden AKP iktidarı, bugünde manevi değerlerimizi elimizden almaya teşebbüs ederek siyasi rant elde etmeye çalışmaktadır. Van ilimizde yaşamlarını kaybeden yurttaşlarımız adına da bir dakikalık saygı duruşu yapılarak törenlerin başlatılması bu günü daha anlamlı bir hale getirebilecekken, halkımızın yardımlarını bile sağlıklı bir biçimde organize edemeyerek enkaz altında kalan siyasal iktidar, aldığı bu yanlış iptal kararıyla Cumhuriyet için şehit düşmüş toprak altında yatan binlerce vatan evladının da bugünlerde anıldığını unutarak kemiklerini sızlatmıştır.
Cumhuriyet; ümmet yerine ulusu, kulluk yerine yurttaşlığı, bağnazlık yerine çağdaşlığı seçenlerin kurduğu bir rejimdir. Bugün cumhuriyeti yöneten anlayış, demokrasiyi amaç değil, araç olarak görmekte ve kendi siyasal anlayışını gerçekleştirmek için çalışmaktadır. Bu anlayış emperyalizme karşı verilen büyük bir mücadelenin sonunda, Lozan Antlaşması’yla elde edilen kazanımları pervasızca yok etmeye çalışmaktadır.
Cumhuriyetin temel nitelikleri tartışmaya açılmakta; üniter devlet yapısı hedef alınmakta; başta Öğretim Birliği ilkesi olmak üzere devrim yasaları çiğnenmekte; Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmektedir. Türkiye, adeta bir karanlığa doğru sürüklenmektedir.
Büyük Atatürk, 1925 yılında genç Cumhuriyetin yurttaşlarına, ''Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz.'' mesajını vermişti. Bu tarihi saptama, bugün yaşananlara bakıldığında Büyük Önder’in kaygılarının ne kadar yerinde olduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir. Atatürk’ün 86 yıl önce saptadığı tehlike, onun aydınlık izinde giden bizler tarafından yeterince anlaşılmıştır. Atatürk’ün ve onun kurduğu Cumhuriyetin eğitim çalışanları olarak biz her türlü tehlikenin farkındayız.
Eğitim-İş, tam bağımsızlığa ve ulus egemenliğine dayanan; laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, üniter devlet yapısı içinde korumaya ve sonsuza değin yaşatmaya kararlıdır. Siyasal iktidar Cumhuriyet Bayramı törenlerini iptal etse de, Eğitim-İş, diğer demokratik kitle örgütleriyle birlikte en geniş katılımla Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacaktır.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 88. yılında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, dava arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi saygıyla anıyor, ulusumuzun Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz.
Merkez Yönetim Kurulu Adına
Veli DEMİR
Genel Başkan