Güncel Şube Haberleri

03 Nisan, 2018

KONYA ŞUBEMİZDEN PERFORMANS SİSTEMİ TEPKİSİ

Konya Şubemiz, Milli Eğitim Bakanlığı’nın getirmek istediği performans sistemine karşı, Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde Türk Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Veli Doğrul ve yönetim kurulu ile basın açıklaması gerçekleştirdi.

Konya Şube Başkanımız Özgür Genç’in okuduğu basın açıklaması metni şöyle:

Eğitim sistemimiz kangren haline gelmiş birçok sorunu barındırmaktadır. Asıl görevi bu sorunlara çözüm bulmak olan Milli Eğitim Bakanlığı her uygulaması ile “ eğitim sisteminin en önemli öznesi” olan öğretmenlerimizi hedef tahtasına koymaktadır. Üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmekte yetersiz kalan Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimdeki yanlış politikaların sonucunda ortaya çıkan başarısızlığı üzerinden atmaya ve sorumluluğu öğretmenlere yıkmaya çalışmaktadır. Türkiye’de eğitimde yaşanan nitelik sorununun nedeni öğretmenlerin “sözde düşük” olan performansları değildir.

Bu hafta sonu yapılan Açıköğretim Lisesi sınavlarında optik formları dahi eksiksiz gönderemeyen Bakanlık,öğretmenlere daha önceki sınav görevlerinde poşeti yanlış açtın diye soruşturma açmıştır.Bu hafta sonu yaşanan skandalın sorumlusu kimdir?

Öğretmenleri ALO 147, BİMER, CİMER gibi uygulamalarla veliyle ve öğrenciyle karşı karşıya getiren, sürekli baskı altında tutan MEB, son olarak ise 9 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi 2017-2023”, hedefleri arasında yer alan 15-19 arası eylem hedeflerinin, eğitimde performans değerlendirme uygulamasının amaçları; Öğretmen yeterliliklerinin ihtiyaçlar doğrultusunda güncellenmesi. Bütün öğretmenler için zorunlu bir performans sisteminin geliştirilmesi. Bütün öğretmenlerin her dört yılda bir öğretmen yeterlilikleri çerçevesinde yapılacak olan bir sınava tabi tutulması. Öğretmenlerin mesleki gelişimini izleme ve destekleme faaliyetlerinde görev alacak kişilere gerekli eğitimlerin verilmesi. Okul Temelli Mesleki Gelişim Modelinin (OTMG) güncellenerek uygulamaya geçirilmesi şeklindedir.

12 ilde pilot uygulaması yapılan öğretmen performans sisteminden sonra yeni bir yönetmelik taslağı yayınlanmış, yakın zamanda da yürürlüğe gireceği ifade edilmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini arttırmak için uygulanacağı iddia edilen performans değerlendirme sistemi eğitimin hiçbir sorununu çözemeyeceği gibi tam tersine yeni sorunların doğmasına sebep olacaktır. MEB’in amacının eğitimde ücretli, sözleşmeli ve güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmak olduğu herkesin malumu olmuştur.

Öğretmenlerin performansı için yapılacak değerlendirmede ortaya çıkacak olan performans notu okul müdürü, zümre öğretmenleri, zümre dışı öğretmenler, veliler, öğrenciler ve öğretmenin öz değerlendirmesi sonucunda elde edilecektir. 4 yılda bir yapılacak sınav notunun da %30 u o yıl değerlendirmeye eklenecektir.

Eğitimin niteliği, hiçbir bilimsel karşılığı olmayan performans değerlendirmesi ile değil, öğretmene değer vererek, velinin, öğrencinin ve toplumun gözünde öğretmenin mesleki saygınlığını arttırarak sağlanabileceği açıkken, öğretmeni her an ‘diken üstünde’ tutacak bu yöntem asla kabul edilemez.

Milli Eğitim Bakanlığının performans değerlendirme uygulaması öğretmenlerin birbirine ve öğrencilerine karşı güvensizliğini arttıracak, sürekli performans baskısı ve tehdit altında çalışmasının önünü açacaktır!

Performans değerlendirmesiyle öğretmenlerin yaptıkları işin niteliğinden çok ‘yüksek performans’ üzerinden bireysel değerlendirmeye tabi tutulması, okullarda herkesin birbirinin ‘rakibi’ olduğu düşüncesinin gelişmesine ve iş barışının tamamen bozulmasına neden olacaktır. Öğretmenlik rekabetle değil dayanışma ile yapılacak bir meslektir. Deneyimlerimizle biliyoruz ki mesleki dayanışma zümre ve okul başarısını artıran önemli etkendir.

Milli Eğitim Bakanlığının uygulamaya çalıştığı performans değerlendirme yönteminin dünyanın hiçbir yerinde benzer bir örneği yoktur.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini arttırmak için uygulanacağı iddia edilen anlayış katılımcılık, kendini ifade etme, birlikte karar verme ve kalite gibi insanların kulağına hoş gelen kavramlarla reklam edilmekte ise de aslında  “Performans değerlendirmesi” bahanesiyle öğretmenleri; öğrenciler ve velilerle karşı karşıya getirecek, öğrenci ve veliyi ‘memnun edilecek müşteri’ ; öğretmeni ‘satış görevlisi’ olarak gören bu uygulamayı kabul etmemiz mümkün değildir!

Bilimsel ve objektif karşılığı olmayan performans değerlendirme sonuçlarının “görevde yükselme, yer değiştirme, sözleşmenin yenilenmesi, hizmet puanına katkı, ücretlerin belirlenmesi” gibi alanlarda kullanılması birçok mağduriyetin doğmasına ve hak kayıplarına sebep olacaktır. Özel sektörün işten çıkarmalarda hukuki belge olarak kullanmaya devam ettiği performans sisteminin ileriye dönük olarak iş güvencemizi tehlikeye soktuğu görülmektedir.

Öğretmen yetiştirmedeki eksiklikler, atanma sorunları, çalışma koşulları, iş güvencesi açısından yaşanan kaygılar mesleğimizi itibarsızlaştırmıştır. Öğretmenlik mesleğini daha da itibarsız hale getirecek olan eğitimde performans değerlendirme uygulamasına karşı hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün eğitim çalışanlarını, sendikaları, tüm öğrenci ve velileri ortak mücadeleye çağırıyoruz.

Eğitim-İş olarak, Bakanlığın eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek ve okullarda bilimsel, laik, ulusal, demokratik ve nitelikli bir eğitim anlayışını yerleştirmek yerine, öğretmeni itibarsızlaştıracak, iş güvencesini ortadan kaldıracak bir eğitim anlayışını yerleştirmesine izin vermeyeceğiz. İş güvencesini ortadan kaldıran bu uygulamaya karşı, hiçbir öğretmen arkadaşımızın performansını ölçmeyeceğiz.

Öğretmen yalvarmaz,

Öğretmen boyun eğmez,

Öğretmen el açmaz,

Öğretmen ders verir.