12 Eylül 1980 faşist darbesi, yalnızca askeri bir darbe değil, aynı zamanda emperyalizmin ve sermayenin çıkarlarını korumak için ülkemizin tarihine çalınan kara bir lekedir. 24 Ocak kararlarıyla başlatılan neo-liberal programlar darbeyle hayata geçirilmiş; emekçilerin hakları gasp edilmiş, sendikal örgütlenmeler kırılmış, kamusal alan sermayeye açılmıştır.
45 yıl önce bugün devrimcilerin, emekçilerin ve ilerici kamuoyunun yükselttiği özgürlük ve demokrasi mücadelesi, ABD’nin emperyal hedefleri doğrultusunda organize edilen kanlı bir darbeyle baltalandı. Halkın iradesi tankların paletlerinde ezildi, demokrasi askıya alındı, Cumhuriyetimizin geleceği darbecilerin inisiyatifine teslim edildi.
12 Eylül’ün hedefinde açıkça emekçiler ve onların örgütlü gücü vardı. Sendikalar kapatıldı, demokratik kitle örgütleri susturuldu, yüz binlerce insan göz altına alındı, işkencelerden geçirildi, yüzlercesi hayatını kaybetti, eğitim emekçileri sürgün ve ihraçlarla baskı altına alındı. Cumhuriyet’in laik ve kamucu eğitim anlayışı tasfiye edilerek, piyasacı ve gerici politikalarla toplum tek tipleştirilmeye çalışıldı.
Aradan geçen 45 yıla rağmen, ülkemiz hala 12 Eylül faşizminin gölgesi altında yaşamaya devam ediyor. Bugün siyasi iktidarın tek adam rejim inşası, emekçilerin sendikal faaliyetlerine getirilen yasaklar 12 Eylül’ün mirasıdır. Darbenin ardından uygulamaya konulan politikalar, Köy Enstitülerinin aydınlanmacı mirasını yok sayarak, bilimsel ve laik eğitimi hedef almış; dini referanslı, piyasacı politikalarla genç kuşakların zihni karanlığa hapsedilmiştir. Günümüzde eğitim emekçilerinin güvencesizleştirilmesi, müfredatta yapılan değişiklikler, tarikat-cemaat yapılarının yaygınlaşması, laik, bilimsel ve kamucu eğitimin hedef alınması, eğitim sisteminin piyasa insafına bırakılarak niteliksizleştirilmesi; Cumhuriyet’in aydınlanmacı değerlerine yönelik saldırıların ve 12 Eylül karanlığının hala sürdüğünün en somut göstergeleridir.
Ancak bilinmelidir ki, Cumhuriyet aydınlanmasına yürekten bağlı eğitim emekçileri hiçbir zaman 12 Eylül faşizmine boyun eğmemiştir. Bugün de aynı kararlılıkla faşizme, gericiliğe, piyasacılığa karşı laik, çağdaş, bilimsel, kamusal, parasız ve karma eğitim için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Eğitim-İş olarak, geçmişimizden aldığımız mücadele geleneğiyle bugün de emekçilerin, halkın ve Cumhuriyet’in yanındayız. 12 Eylül’ün günümüze taşınan karanlığını tarihin çöplüğüne gönderecek olan, emekçi halkın örgütlü iradesi ve kararlı mücadelesi olacaktır.