Güncel Sendika Haberleri

09 Kasım, 2024

ADALET, LİYAKAT VE ŞEFFAFLIK İÇİN MÜLAKAT SİSTEMİ KALDIRILSIN


İktidarın kendi memurunu seçme sistemi olan, torpil mekanizması mülakat sistemine karşı adil, şeffaf ve torpilsiz bir atama süreci ve güvenceli, kadrolu istihdam hakkı talebimizi yinelemek için Milli Eğitim Bakanlığı önündeydik. Öğretmen atamaları sürecindeki adaletsizlik nedeniyle Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve sorumlu yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı belirttik. 
Milli Eğitim Bakanlığı önünde yaptığımız basın açıklamasına Genel Başkanımız Kadem Özbay, Genel Sekreterimiz Seher Ergin, Genel Mali Sekreterimiz Doğan Dağdelen, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Bülent Metin, Genel Özlük Hukuk ve TİS Sekreterimiz Yeliz Toy, Genel Eğitim Sekreterimiz Veli Fırat Şimşek, Genel Basın Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Hüseyin Selçuk, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş MYK Üyeleri, Ankara Şubelerimizin Yönetim Kurulu Üyeleri ve çok sayıda üyemiz katıldı. 
Genel Başkanımız Kadem Özbay’ın burada yaptığı açıklama şöyle: 


“Bugün, "Mülakatlara hayır!" demek ve öğretmenlerimizin haklı, adil atama talebini dile getirmek için Milli Eğitim Bakanlığı önündeyiz. Meslektaşlarımızın emeklerini ve diplomalarını yok sayan, iktidarın kendi memurunu seçme sistemi haline gelen bu torpil mekanizmasına karşı kararlılıkla sesimizi yükseltiyoruz!
Biz, ülkenin dört bir yanından büyük bir emekle sınavlara hazırlanan, idealleri ve değerleri olan meslektaşlarımız için buradayız. 
Aylarca gecesini gündüzüne katan bu gençler, hak ettikleri yere gelmek ve onurlu biçimde meslek sahibi olmak istiyorlar. Ancak, liyakati yok sayan ve torpili meşrulaştıran bir mülakat sistemiyle karşı karşıyalar.
AKP iktidarının 22. yılında geldiği nokta, emek ve alın terinin hiçe sayıldığı bir duruma işaret ediyor. Öğretmen alımlarında üniversite diplomaları yok sayılmış, KPSS’de dereceye girmek bile artık bir kriter olmaktan çıkmış; "mülakat" denilen bu garabet, temel belirleyici unsur haline gelmiştir. Torpil ve kayırmacılık, insanların haklı olarak isyan ettiği bir noktaya ulaşmış, kamuoyunda büyük bir tepkiye yol açmıştır.
“Bey çocukları bey, ırgat çocukları ırgat olmasın” şiarı, Cumhuriyet’in eşitlik felsefesine dayanırken; torpilci zihniyet, halkın çocuklarının emeğini vicdansızca heba ediyor. Tarikat, cemaat ve derneklerin etkisi altındaki kamu görevine alımlar, liyakati devre dışı bırakmış, vatandaşları öteleyen bir ayrıcalıklı zümre yaratma çabasına dönüşmüştür.
Eğitim-İş olarak, kadrolaşma aracına dönüşen ve liyakatsizliği normalleştiren mülakat sisteminin tamamen kaldırılması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. 
1 milyona yakın atama bekleyen öğretmen varken, her yıl 100 bine yakın ücretli öğretmen alımı yapılırken, 23 binin üzerinde öğretmen emekli olmuşken yalnızca 20 bin öğretmen alımı kabul edilemez. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi güvencesiz istihdam uygulamaları son bulmalı; demokratik toplumda yeri olmayan arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması kaldırılmalıdır. Öğretmen atamaları, şeffaf ve objektif ölçütlere dayalı olarak yapılmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı, yıllardır mülakatları bir araç olarak kullanarak öğretmen adaylarımızın emeğini değersizleştiriyor ve geleceklerini belirsizliğe sürüklüyor. 
Bakanlık, Danıştay kararını bahane ederek bu adaletsizliği oyalama taktikleriyle geçiştirdi. Kararın açıklanmadığı bir dönemde sonuçları ilan ederek, adayları haftalarca beklemeye mahkûm etti.
20 ilde 245 farklı komisyon tarafından yapılan mülakat sıralamalarının açıklanmaması başlı başına şaibe kaynağıdır. Atamalarda şeffaflığın sağlanamaması, iller arası büyük puan farklarının gözlenmesi, adaylar ve kamuoyu nezdinde ciddi soru işaretleri yaratmıştır. Eğitim-İş olarak, MEB’e resmi talebimizi ileterek mülakat sıralamalarının ve atama sürecinin detaylarının kamuoyuna açıklanmasını istedik. 
Ancak MEB, bunu yapmak yerine, algı operasyonu suçlamasıyla savunmaya geçmiştir. Öğretmen adaylarının mülakat puanları ile KPSS puanları arasındaki tutarsızlıklar, mülakat komisyonlarının tarafsız ve objektif bir değerlendirme yapmadığı izlenimini güçlendirmektedir.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in mülakatlarla ilgili açıklamaları ise Bakanlığın şeffaflıktan uzak tutumunu açıkça ortaya koyuyor. Tek bir torpil ve kayırmanın olmadığını iddia eden Bakan Tekin, öğretmen adaylarının itirazlarını küçümseyici bir dille eleştirerek adayların çabalarını görmezden gelmiştir. 
Üstelik, TRT'nin ana haber öncesinde yaptığı yanlı yayın, kamu yayıncılığı ilkesine aykırı bir şekilde mülakat sistemine yönelik eleştirileri itibarsızlaştırmaya çalışmıştır. Bu tür yayınlar, adalet ve şeffaflık talebimizi daha da güçlendirmektedir.
Eğitim-İş olarak, mülakat sistemine yönelik düzenlemelere her zaman karşı çıktık ve birçok dava açtık. Yargı, bazı davalarda soruna ilişkin önlemler almış olsa da, bu adaletsiz sistemin tamamen ortadan kalkması için bütüncül bir tavır sergilenememiştir. Bu konuda da ilk aşamada hazırladığımız itiraz dilekçesi örneğini Eğitim-İş sitesinden paylaştık. Hukuki süreçleri işletmeye ve mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.
Eğitim-İş, ötelenen ve mağdur edilen tüm yurttaşlarımıza, mülakat sonuçlarına yönelik itirazlar ve dava süreçlerinde hukuki destek verecek; mülakatlardaki usulsüzlüklerin peşine düşerek, bu vicdansızlıkları sistemleştirenler hakkında suç duyuruları ve idari şikayetlerle sürecin takipçisi olacaktır. Ayrıca, bugün burada toplanarak mülakat adaletsizliğine karşı mücadele kararlılığımızı bir kez daha gösterirken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve sorumlu yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı da ilan ediyoruz.
Bir kez daha vurguluyoruz: Öğretmenlerimizin kadrolu ve güvenceli istihdam edilmesi, çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkının teminatıdır! Öğretmen adaylarımızın alın teriyle hak ettikleri mesleki güvenceyi sağlayacak; torpil ve kadrolaşmanın önüne geçeceğiz.
Buradan Milli Eğitim Bakanlığı'na bir kez daha sesleniyoruz: Şeffaf, adil ve liyakatli bir atama sistemi oluşturun. Mülakat adı altında yapılan haksızlıklara son verin. Bu, bir lütuf değil, anayasal bir haktır! 
Eğitim-İş olarak, öğretmenlerimizin yanında duracağız; haklarımızı, mesleğimizin onurunu ve çocuklarımızın geleceğini savunmaya devam edeceğiz.
Mülakat adaletsizliğine karşı, güvenceli istihdam ve kadrolu atama talebimizi yeniliyoruz! Hep birlikte adalet, hak ve onur mücadelesini büyüteceğiz!

MERKEZ YÖNETİM KURULU