Bilgi ve iletişim teknolojilerinin baş döndürücü hızla geliştiği, yapay zekadan dijital güvenliğe kadar her alanda dijital okuryazarlığın hayati önem taşıdığı bir çağda yaşıyoruz. Gelişmiş ülkeler, çocuklarını bu çağın gerekliliklerine göre yetiştirebilmek için temel eğitimden itibaren kodlama, algoritmik düşünme ve dijital becerileri içeren müfredatlar geliştirirken; Milli Eğitim Bakanlığı tam tersine, ilk okuldan liseye her kademede olması gereken bilişim teknolojileri derslerinin saatlerini azaltmıştır. Sadece ortaokullarda 5. ve 6. sınıflarda haftada 2 ders saatine indirerek, 7. ve 8. sınıflarda ise seçmeli ders haline getirerek çağın ruhuna aykırı bir karara imza atmıştır.
Bu karar; yalnızca pedagojik açıdan değil, toplumsal ve ekonomik gelecek açısından da geri adımdır. Dijital uçurumun giderek büyüdüğü dünyada, çocukların teknolojiye erişimini ve yetkinliğini artırmak yerine azaltmak; onları dünyadaki teknolojik gelişmelere uyum sağlayamaz edilgen bireyler haline getirmek anlamına gelir. Yani bu dersin saatlerini azaltmak, çocukları yalnızca bilgiye değil, aynı zamanda geleceğe erişim hakkından da mahrum bırakmaktır.
AKP iktidarı döneminde eğitimin her alanında bilimden uzak, piyasacı ve ideolojik tercihler doğrultusunda alınan kararlar, şimdi de bilişim teknolojilerine yönelmiştir. Ders saatlerinin azaltılmasıyla birlikte, bilişim teknolojileri öğretmenleri norm kadro fazlası haline getirilmekte; öğrencilerin ise dijital çağın gerektirdiği becerileri edinme hakkı ellerinden alınmaktadır.
AKP iktidara geldiği dönemde, öğretmenlik bölümleri arasında bilişim öğretmenliği en yüksek puanla girilen alanlardan biriydi. Bu durum, toplumun teknolojiye ve geleceğe olan inancını da yansıtıyordu. Ancak bugün gelinen noktada, bilişim öğretmenliği bölümleri tercih edilmeyen, geri plana itilmiş alanlar haline gelmiştir. Bu da alınan kararların, yalnızca eğitim sistemini değil, gençlerin meslek seçimlerini ve gelecek vizyonlarını da olumsuz etkilediğini açıkça göstermektedir.
Eğitim-İş olarak bir kez daha uyarıyoruz; Türkiye’nin eğitim politikaları çağın gerekliliklerinden değil, ideolojik saplantılardan beslenemez!
Dijital beceriler temel eğitim hakkının bir parçasıdır. Bilişim teknolojileri dersi tüm kademelerde güçlendirilmeli, öğretmenlerimizin mesleki güvencesi korunmalı, öğrencilerimizin dijital çağın yurttaşları olarak yetişmesi sağlanmalıdır.
Eğitim-İş, çocuklarımızın geleceğini karartacak her adımın karşısında; bilimin, laikliğin ve kamusal eğitimin yanında olmaya kararlılıkla devam edecektir.