Güncel Sendika Haberleri

21 Eylül, 2011

EĞİTİM-İŞ OLARAK MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER'LE GÖRÜŞTÜK

 

Yönetim Kurulumuz, 20 Eylül 2011 Salı günü Genel Başkanımız Sayın Veli DEMİR başkanlığında Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer DİNÇER’i makamında ziyaret etmiştir.

Bu ziyarette, Milli Eğitim Bakanına, 652 Sayılı KHK hakkındaki görüşlerimizi içeren ve eğitimin güncel sorunlarını, “özlük ve ekonomik haklara ilişkin istemler, eğitim-öğretime yönelik istemler,  sendikal istemler” başlıkları altında değerlendiren elli bir maddelik bir dosya sunulmuştur.

Milli Eğitim Bakanı ile yüz yüze yapılan görüşmede ise ayrıca aşağıdaki konular yeniden gündeme getirilmiş ve sendikamızın görüşleri iletilmiştir.

652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin özellikle 2. Maddesinde Milli Eğitim Bakanlığının görevleri ile ilgili yapılan değişiklik ve bu kararnamenin diğer önemli maddelerine ilişkin görüşlerimiz dile getirildi. Bu maddede Milli Eğitim Bakanlığının görevleri; “Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin milli, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş vatandaş olarak yetiştirmek üzere, Bakanlığa bağlı her kademedeki öğretim kurumlarının öğretmen ve öğrencilerine ait bütün eğitim ve öğretim hizmetlerini planlamak, programlamak, yürütmek, takip ve denetim altında bulundurmak,”  olarak sıralanmakta iken; yeni metinden bu görevler çıkarılmış madde; .“Okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek.”  biçimine getirilmiştir. Atatürk adının ve Anayasanın temel maddelerinin metinden çıkarılmış olmasının örgütümüzde yarattığı tepki bizzat bakanın kendisine ifade edilmiştir. Bu maddedeki değişikliğin eğitimdeki yeniden yapılandırmaya nasıl bir katkı sağlayacağının anlaşılamadığı anlatılmıştır.

Bu kararname ile yeniden düzenlenen “özür gurubu” atamalarının “insan haklarına ve ailenin bütünlüğü ilkesine” aykırı olduğu, yeni bir kararname ile bu karardan dönülmesi ve özür grubu atamalarının özrün oluştuğu dönemde ya da eskiden olduğu gibi yılda iki kez yapılması gerektiği düşüncesi dile getirildi.

Bu kararnamede Müdür Yardımcılığı kadrosunun olmadığı ve bu konuda bir belirsizliğin olduğu da vurgulanmıştır.

Her Eğitim-Öğretim yılı başında öğretmenlere ödenen  “Eğitime Hazırlık Ödeneği”nin tüm eğitim çalışanlarına ve bir maaş tutarında olarak ödenmesi gerektiği vurgulandı.

Milli Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatında halen bin beş yüz civarında şube müdürü ve ilçe milli eğitim müdür yardımcısının geçici görevlendirmeyle çalıştığı, bu görevlendirmelerin sonlandırılıp,  kadroların atama şartları uygun olanlara açılması gerektiği anlatıldı.

Milli Eğitim Bakanlığındaki öğretmen açığı ve atanamayan yaklaşık 400 bin civarındaki öğretmenin yaşadığı sorunlar dile getirildi.

Eğitimin niteliğini düşüren ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilerek,  bu kadroların kadrolu öğretmenlerle doldurulması gerektiği anlatıldı.

Bilişim teknolojileri öğretmenlerinin Bilişim derslerinin seçmeli olması nedeniyle yaşadıkları sorunlar;  Anadolu lisesine dönüştürülen okullarda norm kadro nedeniyle ciddi sorunlar yaşayan öğretmenlerin durumları da gündeme getirildi.

Sanat eğitiminin, çocukların eğitimindeki önemi vurgulandı. Özellikle okullardaki müzik ve resim derslerinin ders saati sayısının düşürülmesi, bu derslerin seçmeli hale getirilmesi, okullarda müzik ve resim odası bulunmaması nedeniyle, çocuklarımızın sanattan yoksun, kendilerini ifadede edemeyen, şiddete meyilli bireyler olarak yetiştiği gerçeği dillendirildi. Sanat derslerinin ders saatlerinin artırılarak zorunlu hale getirilmesi önerildi.

Hemen hemen ilköğretim okullarının tamamına yakınında, ortaöğretim pek çoğunda spor salonu ve spor etkinliklerinin yapılabileceği alanların olmadığı vurgulandı.

Bazı okul binaları rahatlıkla eksiklikleri tamamlanarak eğitim-öğretime açılabilecekken bunun yapılmadığı, bazı okul binalarının da eğitim-öğretime pek çok eksikle başladığı dillendirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı Taşra teşkilatlarında geçici olarak görevlendirilen yöneticiler tarafından belli bir sendikanın açıkça korunduğu, eğitim çalışanlarının bu sendikaya yönlendirildiği ve diğer sendikalara çeşitli zorluklar çıkarıldığı gerçeği anlatıldı.

Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan pek çok uygulamanın hukuka ve mevzuata uygun olmaması nedeniyle pek çok eğitim çalışanının mağdur olduğu ve bu bağlamda hakkında en çok idari dava açılan kurumun Milli Eğitim Bakanlığı olduğu, yapılacak uygulamalarda “temel insan haklarının ve hukukun gereklerine” uyulması gerektiği vurgulandı.

Merkez Yönetim Kurulu