Güncel Sendika Haberleri

05 Temmuz, 2025

HAK VE ÖZGÜRLÜKLER KEYFİ GÖZALTILARLA GASP EDİLEMEZ 

Bugün Türkiye, adalet terazisinin kırıldığı, yargının iktidarın sopası haline getirildiği karanlık bir dönemden geçmektedir. Her sabah yeni bir gözaltı haberiyle, gençlerin, aydınların, seçilmişlerin tek tek hedef alındığı bir polis devletine uyanıyoruz.

Boğaziçi Üniversitesi mezunu Doruk Dörücü’nün yalnızca barışçıl bir şekilde düşüncesini ifade ettiği için gece yarısı gözaltına alınması;

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ve Büyükçekmece Başkanvekili Ahmet Şahin gibi halkın oylarıyla seçilmiş CHP’li yöneticilerin, Aziz İhsan Aktaş soruşturması bahanesiyle apar topar gözaltına alınması;

Türkiye’de artık ne ifade özgürlüğü ne de demokrasi güvendedir. Bu durum, demokrasinin ve özgürlüklerin ciddi tehdit altında olduğunu açıkça göstermektedir.

Doruk Dörücü’nün serbest kaldıktan sonra kurduğu şu sözler, bu ülkede halen umudun ve cesaretin var olduğunu haykırmaktadır:
“Vatandaşın devlete karşı korkuyla bakmadığı, güvenle, sevgiyle baktığı, kendisini de devletin, egemenin bir parçası olarak gördüğü bir Türkiye inşa etmek isterim.”

Milyonların kurduğu bu hayal, bugün iktidarın korkularını beslemiş, yargının bağımsızlığı yok edilmiş, muhalefete ve aydınlara savaş açılmıştır. Gözaltılar, tehditler, susturma politikaları, iktidarın korkularını örtme çabası haline gelmiştir

Eğitim-İş olarak buradan bir kez daha vurguluyoruz:
•⁠  ⁠Seçilmiş belediye başkanlarını yargı sopasıyla sindirmeye çalışmanız, halkın iradesine darbedir.
•⁠  ⁠Gençleri, öğrencileri, aydınları susturmaya çalışmanız, geleceğe duyulan umudu bastıramaz.
•⁠  ⁠Bu ülkenin vicdanı, hakkın ve hukukun yanında durmaya devam edecektir.

Bu karanlık gidecek, biz kalacağız!
Bu baskılar sona erecek, adalet ve demokrasi yeniden yeşerecek!
Tarihin ve halkın karşısında hesap verecek olanlar bellidir. 
Tarihe bir hukuk ve ayrımcılık skandalı olarak geçen Dreyfus davasında Emile Zola’nın “Suçluyorum!” diyerek cesaretle yazdığı gibi:
“Kendi kendilerinden, kendi türlerinden utanacaklar. Onlar da gerçek adalet özlemini duyacaklar.”
Çünkü adalet susamaz, çünkü gelecek teslim alınamaz.