Çalışma ve özlük haklarını savunmak için Ankara’da adalet arayan TEKEL işçilerine dün Abdi İpekçi Parkı’ndan AKP iktidarının reva gördüğü uygulama; polis copu, tazyikli su, gaz ve dayak olmuştur. Polisin, işçilerle dayanışmaya gelen muhalefet milletvekillerini de kasıtlı olarak hedef alması, CHP milletvekili Çetin Soysal’ın yüzüne biber gazı sıkması pervasızlığın ötesinde, muhalif toplum kesimlerine verilmek istenen gözdağının boyutunu göstermektedir. Bu davranış, iktidar politikalarına tepki gösteren her örgütlenmeye, eyleme geçen her sendikaya, “seni ezerim” mesajı içermektedir ve Meclis içi muhalefete uzanan bir tehdittir.
Hükümet, ülke genelinde hakim olan baskı ve zulüm anlayışının bir yansımasını daha göstermiştir. Sert ve haksız müdahalenin yanı sıra, dayanışma için getirilen kumanyaların işçilere verilmesi bile engellenmiştir. Bu davranışıyla hükümet, TEKEL işçilerini mahkum ettireceği açlığın bir provasını mı yaptırmaktadır?
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın sözde demokratik açılımla daha fazla özgürlük ve adalet vaat ettiği dakikalardan birkaç saat sonra yaşanan vahim gelişmeler, hükümet için bir tür samimiyet testi olmuştur. İçeriği halen netleşmeyen bir paket için kapı kapı muhatap arayan hükümetin en temel hakları için zor şartlarda mücadele eden emekçilere gösterdiği muhatap polis zorbalığı olmuştur.
Kandil’den elçi olarak geldiğini söyleyen teröristler için İçişleri Müsteşarı’nı sınıra kadar gönderen Bakan, anlaşılan açılım projesinin peşinde koşmaktan, vergi veren, katma değer üreten emekçilerin çaresizliğiyle ilgilenmeye fırsat bulamamıştır. Habur’da terör örgütü yandaşlarına gösterilen şefkatin binde biri emekçilere gösterilmemiştir. Abdi İpekçi Parkı’nda yaşananlar örgütlü kesimlere dönük genel bir sindirme operasyonunun parçasıdır.
Demiryolunda işten çıkarılan arkadaşlarına destek veren 30 emekçinin daha açığa alınması da bu çelişkinin bir yansımasıdır. Öyle anlaşılıyor ki emekçilere, hak arayanlara, hukuk isteyenlere dönük baskılar önümüzdeki dönemde artarak devam edecektir.
Eğitim-İş olarak son dönemde görülmemiş baskılarla karşılaşan emekçilerin yanındayız. İktidarın eliyle işçilere ve muhalefet milletvekillerine uygulanan akla ve vicdana sığmayan müdahaleyi de şiddetle kınıyor, sorumlularının bir an önce cezalandırılmasını istiyoruz.
Eğitim-İş Genel Merkez Yönetim Kurulu