Toplumu baskı altına alacak her türlü uygulamaya başvurabilen AKP iktidarı tarafından anayasa ve insan hakları hiçe sayılarak kazanılmış haklarımız bir bir elimizden alınmaktadır. Mevcut iktidar seçimlerde elde ettiği çoğunluk desteğini, demokratik teamüller çerçevesinde kullanması gerekirken, totaliter yönetimleri aratmayan uygulamalar gerçekleştirmektedir.
Bu uygulamaların en yoğun yaşandığı yer olan Milli Eğitim Bakanlığı, aldığı her karar ile eğitim sistemimizi kökten değiştirmekte, eğitim çalışanlarının yılların birikimiyle elde ettiği özlük haklarını ise gasp etmektedir.
Son olarak Bakanlığın, 20 yıl çalışmış öğretmenlere okullar ve bölgeler arasında yer değiştireceği “zorunlu rotasyon” getirmek için çalıştığı basına yansımıştır. Daha önce 652 sayılı KHK’nin ucu açık maddelerine dayanarak zorunlu rotasyonu öğretmenlere karşı tehdit unsuru olarak kullanan Bakanlık, eğitimin acil çözüm bekleyen sorunları ile ilgilenmek yerine yine aynı konuyu gündeme getirmiştir.
Öğretmenlerimizin isteği dışında rotasyona tabi tutulması sürgün anlamına gelmektedir ve Bakanlığın bu tür bir dayatma içine girmesi için akıl tutulması yaşamış olması gerekir.
“Öğretmenlerin mesleki deneyimlerinden yararlanacağız”, “Doğu ve Güneydoğu’daki eğitimin olumlu etkilenmesini hedefliyoruz” bahanelerini ileri süren Bakanlık, korkan, eleştiremeyen, düşünemeyen, sorgulayamayan öğretmenler yaratmak istemektedir. Öğretmenler sürekli yer değiştirecek, sendikal olarak sağlam bağlar kurmalarına da engel olunacaktır.
Doğu ve Güneydoğu’daki öğretmen ihtiyacını karşılamak için zorunlu rotasyonu dayatmak yerine bu bölgelerde çalışmayı teşvik eden düzenlemelere gidilmesi daha sağlıklı olacaktır. Aksi halde bu uygulama ile kavimler göçünden sonraki en büyük göç yaşanacak ve büyük bir karmaşa ve mağduriyet oluşacaktır. Yüzbinlerce öğretmenimiz ailelerinden ayrılacak, aile bütünlükleri bozulacak buna bağlı olarak da iş verimleri düşecektir. Böyle bir rotasyon öğretmenlerimizi emekliliğe ve istifaya zorlamak demektir.
Eğitim-İş tüm öğretmenlerimize saldırı teşkil edecek bu tür bir girişime hiçbir şekilde izin vermeyecek, konunun tartışmaya açılmasına dahi tahammül göstermeyecektir. Hiç kimse Anayasa’da, yasalarda ve yönetmeliklerde açıkça belirtilmeyen veya yer almayan uygulamaları gerçekleştiremez. Bu konuyla ilgili olarak eğitim çalışanlarının sahipsiz olmadığının herkes tarafından bilinmesini istiyoruz. Milli Eğitim Bakanına bu ülkede padişahlığın Atatürk devrimiyle kaldırıldığını, yine bu ülkede artık eğitim çalışanlarının örgütlü olduğunu hatırlatmak isteriz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU