Güncel Sendika Haberleri

15 Nisan, 2022

MEB, 1 OKULA KAÇ OKUL SIĞDIRABİLECEĞİNİN DENEYİNİ Mİ YAPIYOR?

Özellikle pandemi sürecinde ülke genelinde yeni okul ve derslik ihtiyacı daha da artmışken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu soruna çözüm getirmek yerine nasıl yama yaptığının son örneği İzmir Bergama olmuştur.
İzmir’de 2019 Ekiminde yaşanan depremin ardından hasarlı bulunduğu için boşaltılan okulların yerine yenileri hâlâ yapılmamış, okullar birbirine misafirliğe gider, bir binaya sığmaya çalışır hale gelmiştir.
Özellikle Bergama’daki durum giderek vahimleşmiştir.
Üstelik yöneticilerin krizi fırsata çevrilerek Bergama’nın büyük nüfus yoğunluğunun olduğu bölgedeki tek Anadolu Lisesi olan Bergama Cumhuriyet Anadolu Lisesi’nin kapatılacağı ya da imam hatibe çevrileceği iddiaları gündeme gelmiştir.
Bu iddiaları aydınlatmak ve okulların üst üste binme haline bir cevap almak için yoğun uğraş veren Eğitim-İş Bergama Temsilciliğimizin Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden ve konuyu Meclis’e taşıyan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’in MEB’den aldığı yanıtlar, Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biri olan İzmir’de bile okulların halinin ne olduğunu ortaya koymuştur.
Yetkililerden gelen yanıtlarda;
-    Yıkım kararı alınan İzmir Bergama Nuri Ersezgin Ortaokulu ile Osman Nuri Ersezgin İlkokulu öğrencilerinin Bergama Cumhuriyet Anadolu Lisesi binasında,
-    Bergama Cumhuriyet Anadolu Lisesi öğrencilerinin ise çevredeki diğer liselerde eğitimlerine devam edeceğinin planlandığı belirtilmiştir.
Yani depremin üzerinden 3 yıl geçmesine ve hızlı biçimde yeni bina yapma ya da mevcudu onarma imkanları bulunmasına rağmen MEB, okulları değiş tokuş yapıp, birleştirerek eğitimi zorlaştırmakta ve öğrencileri, eğitimcileri ve velileri perişan etmektedir.  
Öte yandan, Bergama Cumhuriyet Anadolu Lisesi binası tehlikeliyse oraya neden başka bir okulun öğrencilerinin taşındığı; değilse neden Anadolu lisesinin öğrencilerinin başka okullara sürüldüğü anlaşılamamaktadır. Cumhuriyet Anadolu Lisesi’nin 2019 depreminin ardından hasarlı görülen okullar listesine alınmamış olması ve ancak yetkililerin şimdi binadan hasarlı olarak bahsediyor olmalarının çelişkisi de, “Bölgenin geleneği olan, en köklü okulunu oldu bittiye getirip kapatmak ya da dönüştürmek istiyorlar” iddiasını güçlendirir haldedir.
Kuşkusuz Bergama’daki bu durum, Türkiye’nin hemen her ilinde yaşanan sorunun bir benzeridir. En güvenilir yerler olması gereken okulların taşeron firmalara yaptırılması ve inşaatlarının düzgün denetlenmemesi, MEB’in ihtiyaç olan yeni derslik ve okul konusunda irade göstermemesi gibi nedenler yüzünden Türkiye’de yüzlerce okul başka okullarla aynı binayı paylaşmak durumunda kalmıştır. Tek bir binaya 3 hatta bazı yerlerde 4 okulun sığdığı bu kaos düzeninde öğrencilerin eğitimi hakkınca almasının da, eğitim emekçisinin okul içinde nefes alacağı alanlar bulmasının da, spor ve kültür faaliyetlerinin aksamadan yapılabilmesinin de fiziki imkanları kalmamaktadır. Öğrencilerin sığabilmek için bazı yerlerde 3 vardiya halinde eğitim gördüğü bu “birleştirilmiş” okullar, eğitim sisteminin bir utancı, yarası haline gelmiştir.
Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na kamuoyu huzurunda soruyoruz:
-    Okulları daha ne kadar köşe kapmaca oynatacaksınız?
-    Bütçe görüşmelerinden Milli Eğitim Şurası’na kadar hiçbir yerde gündeme getirmediğiniz, adeta yok saydığınız bu sorunun milli eğitime ve dolayısıyla ülkenin geleceğine verdiği zararın hesabını nasıl vereceksiniz?

MERKEZ YÖNETİM KURULU