Güncel Sendika Haberleri

20 Ağustos, 2025

MEB’İN SÖZDE KILIK KIYAFET HASSASİYETİ GERİCİ KUŞATMANIN PARÇASIDIR

Milli Eğitim Bakanlığı yayımladığı genelgede, öğretmenlerin “kılık kıyafet seçimi, tutum ve davranışlarıyla öğrencilere örnek olması” gerektiğini belirtmiş. Eğitim-İş olarak şunu net bir şekilde ifade ediyoruz: Öğretmenler, yıllardır kamu çalışanı olmanın bilinciyle kılık kıyafet konusunda hassasiyet göstermektedir. Bu konuda sendikamızın aldığı karar doğrultusunda Eğitim-İş üyesi öğretmenler, “Atatürk ilke ve devrimlerine inanmış, Cumhuriyet değerlerine bağlı, mesleğe ve görevin gereklerine uygun çağdaş kılık-kıyafet” ile görev yapmaktadır.

Ancak asıl sorun şudur: MEB, bu hassasiyet çağrısını yaparken kendi içinde büyük bir çelişki yaşamaktadır. Eğer gerçekten kılık kıyafet konusunda bu kadar titizseniz, okullara tarikat ve cemaat bağlantılı kişileri, sarıkla, cübbe ile, çarşafla sınıfa giren sözde “öğreticileri” sokmayı derhal bırakın. Öğrencilerimizin laik, bilimsel ve çağdaş eğitim alması gerekirken, okullar dini kıyafetleriyle gerici yapılanmaların temsilcilerine açılıyorsa, sizin kıyafet hassasiyetiniz sadece öğretmeni baskı altına alma çabasından ibarettir.

Öğretmenlerin eteğinin boyuna, pantolonunun biçimine karışacağınıza; laikliğe aykırı, çağdaş eğitim anlayışını yok sayan tarikat ve cemaat yapılanmalarının okullarda cirit atmasına engel olun. Gerçek hassasiyet, cumhuriyetin değerlerini korumak ve öğrencilerimizi çağdaş bir eğitimle yetiştirmek olmalıdır.

Üstelik bu açıklamanın, geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında öğretmenlere önlük giyme dayatmasının ardından gelmesi tesadüf değildir. Eğitim-İş olarak bu önlük dayatmasına zaten karşı çıkmış, öğretmenin mesleki kimliğini ve saygınlığını gölgeleyen bu anlayışa itiraz etmiştik. Şimdi MEB’in “kılık kıyafet hassasiyeti” söyleminin, Diyanet’in ve Hüda-Par’ın giyim üzerinden kadınlara iffet dersi vermesi ve eğitim sistemine yönelik gerici taleplerde bulunmalarıyla aynı dönemde ortaya çıkması da manidardır.

Öğretmenlere önlük dayatılırken, Hüda-Par çıkıp eğitimde “dini referansların” artırılmasını savunmakta; MEB ise öğretmene laiklik ve çağdaşlık adına değil, tam tersine gerici baskı adına müdahale etmektedir. Bu gelişmelerin üst üste gelmesi, planlı bir ideolojik kuşatma girişiminin parçasıdır.

Eğitim-İş olarak diyoruz ki: Öğretmene değil, tarikatlara bakın! Öğretmeni değil, laik eğitimi tehdit eden yapıları denetleyin! Cumhuriyetin öğretmenleri, asla gerici dayatmalara boyun eğmeyecektir.