Güncel Sendika Haberleri

09 Ocak, 2021

ONURLU GAZETECİLERİN ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ`NÜ YÜREKTEN KUTLUYORUZ

10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü, maalesef ülkemiz için kutlamadan çok utancın günü haline gelmiştir. Bu takvim yaprağı, artık bizler için mesleğini hala icra edebilen gazetecileri tebrik etmenin yanı sıra, iktidar baskıları sonucunda mesleğinden koparılan, özgürlüğü elinden alınan gazetecileri de düşünmenin günüdür.

 

Cumhuriyetimizin kurucusu olan Büyük Önder Atatürk'ün ülkede basını kendi elleriyle var ettiği güzide ülkemiz, şu anda basın özgürlüğü konusunda 180 ülke arasından 154. sırada olmanın utancını yaşamaktadır.

 

Gerçeği gizlemek, onu eğip bükmek için 20 yıla yakındır canhıraş bir mücadele veren AKP, gelinen noktada medyanın yüzde 70'inden fazlasını ele geçirmiş, ele geçiremediği az sayıda medya kuruluşuna da savaş açmıştır.

 

Hakikatin kıymetini korkuya değişen ya da konfora satan havuz medyasının hakimiyetinin yükseldiği ülkemizde, inadına doğruyu söyleyenler Aziz Nesin'lik terör davalarına ya da işsiz bırakılarak sefalete sürüklenmeye maruz kalmaktadır.

 

Ülkenin daha da karanlık cenderelere girmesine sebebiyet veren gelişmeleri iktidardan dahi daha hararetli savunan ‘gazeteciler’ her köşe başını tutmuşken, “kral çıplak” diyenler, büyük bir tehdit altındadır.

 

Bu noktada kaygılanmaktan fazlası gerekmektedir çünkü bilinmelidir ki basın üzerindeki baskılar, tutuklu gazeteciler sorunu yalnızca medyanın meselesi değildir. 

 

Gerçeğin köprüsünün başındaki bu deli dumrulluk hali, bu zorbalık, sadece tutuklanan gazetecilerin hürriyetini değil, yurttaşların da haber alma özgürlüğünü gasp etmektir. Gerçek ile bağı koparılan, habersizliğe ya da yalan haber bombardımanına maruz bırakılan bir halkın daha "itirazsız" yönetilebileceği tezini şiar edinen iktidarın medyadaki saldırıları aynı zamanda demokrasiye darbe niteliğindedir. 

 

YAŞASIN İNADINA "KRAL ÇIPLAK" DİYEBİLENLER!

 

Biz eğitimciler, gerçek ile; bilim ile; doğru ile davranarak, geleceğimizin teminatı olan yavrularımızı bu ilkelerle yetiştirmeye adanmış insanlarız. Hakikatin şaşmaz terazisinin kıymetini yüreğinde hissedenleriz. Ve biliriz ki hakikatin hakkını veren gazetecilerin olmadığı bir ülkede, hangi tarikat yurdunda ufacık yavrulara tecavüz edildiğini kimse öğrenemez, hangi yobazın yönetimindeki bir kursta ufacık kız çocuklarının cayır cayır yandığını kimse bilemez, devlet –mecbur olduğu ve ödeneği bulunduğu halde- taşrada bir yere okul açmadığı için eğitime ulaşmaya çalışan çocukların nasıl tehlikelerle karşılaştığını kimse öğrenemez…
 

Fakir Baykurt’un yoldaşı olan öğretmenler için, hakikatin peşini bırakmayan gazeteciler, henüz tanış olunmamış yoldaşlardır.
 

Bilinsin ki; hakikatin namusunu hiçbir güce, vaade satmayan; her türlü baskıya rağmen “gerçekleri” bize ve halkımıza ulaştırma gayreti içinde olan aydın, ilerici, demokrat, yurtsever gazeteci ve yazarlarımızın sonuna kadar arkasındayız.
 

Bu yüzden Çalışan Gazeteciler Günü’nü, sadece çalışma fırsatı olan gazetecileri tebrik ederek değil, muktedirleri rahatsız ettiği için işsiz bırakılan ya da özgürlüğünden edilen gazetecileri de hatırlayarak kutlamayı bir borç biliyoruz.
 

Eğitim-İş olarak, hapishanelerde tek bir tutuklu gazetecinin olmadığı, “kral çıplak” demenin bir beyan kabul edildiği, 10 Ocak'ların tam anlamıyla bayram gibi kutlanabildiği bir Türkiye için mücadele edeceğimizi vurguluyoruz.