Türk Silahlı Kuvvetleri ve Koalisyon Hava Kuvvetleri tarafından Cerablus bölgesini terör örgütü IŞİD’ten temizlenmek amacıyla askeri harekat başlatıldı.
Elbette ki Türkiye bağımsız ve egemen bir ülke olarak ulusun bağımsızlığı ile ülkenin bütünlüğünü korumak adına elindeki tüm güçleri kullanarak cihatçı ve bölücü terör örgütleriyle mücadelece edecektir. Ancak maceracı AKP iktidarının Yeni Osmanlıcı ve emperyalizmin küresel sömürü hesaplarına dayanan taslaklarını uygulayan dış politikası, bu harekatın temel gerekçelerinden biri olarak karşımızda durmaktadır. Zira harekat yoluyla yapılmak istenen, emperyal yazılımlı cihatçı terör örgütü IŞİD’in bölgeden temizlenmesi, Ortadoğu’da akan kanın dindirilmesi değil, ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde bölgedeki ulus devletleri yok ederek sınırların yeniden düzenlenmesidir. Bu anlayış işbirlikçi bir anlayıştır ve Türkiye’nin sürekli bir tehdit içinde yaşamasına neden olmaktadır. Siyasi iktidarın bilgisi dahilinde, Türkiye’nin birçok ilinde terör örgütü IŞİD’in hücre evleri bulunduğu bilinirken ve bunları temizlemek için hiçbir adım atılmazken, ‘Suriye’yi IŞİD’den temizlemek’ gerekçesini başka türlü açıklamak mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki IŞİD’in büyütülüp beslenmesinde Suriye’ye karşı saldırganca davranan AKP siyasetinin ve ABD emperyalizminin önemli katkıları olmuştur. Şimdi Ortadoğu'nun bu en hassas bölgesinde yaratılan bunalım, emperyalist bir cambazlıkla çözülmeye çalışılmaktadır. Bu kirli kurgu için ise yine Mehmetçiğin kanı akıtılmaktadır.
Ortadoğu’da akan kan ancak ve ancak ülkelerin ulus ve toprak bütünlükleri korunarak dindirilebilir. Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesinin gereği yerine getirilmelidir. Ortadoğu uluslarının çıkarları ABD politikaları ve AKP’nin Yeni Osmanlıcı “stratejik derinliklerinde” değil, ulusal bütünlükler içinde sağlanmalıdır. Bu anlamda Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalı ve meşru Suriye hükümetiyle işbirliği yapılarak destek olunmalıdır.
Mazlum uluslara örnek ve önder Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye’nin dış politikasında yaşadığı çöküşten, içinde bulunduğu bataklıktan ve Ortadoğu'nun yaşadığı bunalımdan çıkışın en önemli yolu AKP siyasetinin değişmesidir. Türkiye, AKP’nin her alanda izlediği politikalardan kurtulmadıkça huzur bulamayacak ve süreklilik gösteren kaos siyasetinin içinde yaşamaya devam edecektir.
Türkiye Cumhuriyeti emperyalist bir devlet değildir ve olmamalıdır. Yine Türkiye Cumhuriyeti emperyalist devletlerin işbirlikçiliğini yapmamalı, masum ulusların kanlarının akıtılması için piyon rolü üstlenmemelidir.
Eğitim-İş hem bir emek örgütü olarak ve hem de ülkesinin bütünlüğünü, bağımsızlığını savunan bir demokratik güç olarak Mehmetçiğin kanının emperyalist amaçlar için akıtılmasına karşıdır.
MERKEZ YÖNETİM KURULU