MEB’İN HUKUK TANIMAZLIĞI YARGIDAN DÖNDÜ
13 Ocak’ta, sefalet ücretlerine, açlığa ve güvencesizliğe karşı; insanca bir yaşam için anayasal hakkımızı kullanarak iş bıraktık.
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve birçok kamu emekçileri konfederasyonunun ortak çağrısıyla gerçekleştirilen bu eyleme, Eğitim-İş olarak güçlü katılım sağladık.
Ancak Millî Eğitim Bakanlığı, hukuku yok sayarak iş bırakma eylemine katılan öğretmenlere tehdit ve uyarı yazıları göndermiş; sendikal haklarımızı çiğnemeye ve mücadelemizi baskı altına almaya çalışmıştır. Eğitim-İş olarak bu girişimi anayasal güvence altındaki sendikal hakkımızı baltalama girişimi olarak nitelendirmiş ve MEB’i bu yazıları geri çekmeye davet etmiştik. Çağrımıza kulak tıkanması üzerine konuyu yargıya taşıdık.
MAHKEMEDEN NET MESAJ: “SENDİKAL EYLEME CEZA VERİLEMEZ!”
Ankara 5. İdare Mahkemesi, davaya ilişkin kararında şu tespiti yaptı:
“Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan bir hakkın kullanımı çerçevesinde, disiplin suçu teşkil etmeyen fiil nedeniyle davacının şahsına yönelik olarak bizzat tebliğ edilen ve idare kayıtlarına geçen, hukuka aykırılık ifade eden uyarı mahiyetindeki işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.”
Mahkeme, bu gerekçeyle MEB’in eğitim emekçilerine yönelik tehdit yazılarını hukuka aykırı bularak iptal etti.
BU KARAR MEB’E DERS OLMALIDIR
Eğitim emekçilerinin ilmek ilmek örerek büyük bedellerle kazandığı sendikal haklarımızı hedef alan bu baskıcı girişim yargıdan dönmüştür. İş bırakma eylemleri meşrudur, sendikal faaliyetler kriminalize edilemez!
Bir kez daha yüksek sesle söylüyoruz:
• İŞ BIRAKMA EYLEMLERİNE DİSİPLİN CEZASI VERİLEMEZ!
• Tehditlerle, baskılarla bu mücadele bitmez!
Eğitim-İş olarak ilan ediyoruz:
Sendikal haklarımıza yönelik hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz. Bir adım geri atmayacağız ve üretimden gelen gücümüzü gerektiğinde kullanmaktan asla çekinmeyeceğiz.
Korkma! Susma! İyi ki Eğitim-İş var!