27 Ağustos 2025
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikalarla birlikte, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun kamu emekçilerini ve emeklileri sefalete mahkum eden zam kararını Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde protesto ettik.
Bakanlık önünde yapılan açıklamaya Genel Başkanımız Kadem Özbay ve Merkez Yönetim Kurulu üyelerimiz, Başkanlar Kurulu Toplantısı için Ankara’da bulunan şube ve temsilciliklerimizin yönetim kurulu üyeleri, bağlı sendikalar ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe katıldı.
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım burada yaptığı konuşmada, hakem heyeti adı altında tamamen hükümetin kurguladığı emekçinin kazanamadığı bir sistem kurulduğunu belirtti ve şunları söyledi:
“Kurgulanmış bir oyunun parçası olmadık. TÜİK iki yıldır sepet ürünlerinin fiyatlarını açıklamıyor. Ortada bir tezgah var. Sokağa indiğinizde pahalılaşmayan hiçbir ürün yok. Meyve, sebze, et, makarnayı geçen ayki fiyattan alamıyorsunuz. Artmayan tek şey emekçiye verilen ücret.”
Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getirilirken ‘Türkiye uçacak’ denildi. Halkı kandırdınız. Bu ülkenin 80 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bunun tek bir müsebbibi var: Cumhurbaşkanıdır. Halkı karşınıza almayın. Bu da sizlere son uyarımızdır. Enflasyonun belini kırdık diye halkta kırılmadık kemik bırakmadınız.”
Genel Başkanımız Kadem Özbay ise yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
**“Bugün toplu sözleşme sürecinde önemli bir aşamaya gelmedik; malumun ilanı aşamasındayız.
Çünkü ilk defa toplu sözleşme masasında konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş de yer aldı. Bu, emekçi hareketi için tarihi bir adımdır.
Son iki ay boyunca 11 ilde konfederasyonumuzun organizasyonu ile eylemler yapıldı. ‘Masanın değil, emekçinin dediği olacak!’ sloganıyla yola çıkıldı. Benim de her zaman ifade ettiğim gibi, asıl ihtiyaç emekçinin masasının kurulmasıdır ve buna öncülüğü yapmak da bizim örgütümüze yakışırdı. Bu süreçte katkı sunan tüm yol arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Ancak görüyoruz ki, Hakem Kurulu’nun açıkladığı sözde teklif, memuru ve emekliyi yok sayan; şahsım devlet anlayışının ürünü politikaların, saray düzeninin ve yandaş çıkarlarının dayatmasıdır. %11+7, %5+4 olarak açıklanan utanç verici zam oranları, temel ihtiyaçları dahi karşılamaktan uzak, yoksulluğu ve borcu derinleştiren bir aldatmacadır.**
Bu tablonun sorumlusu nettir: Şahsım devlet anlayışı ve yandaşlık yarışına girenlerdir. Yandaş konfederasyonlar, sendikamız Eğitim-İş ve konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in defalarca uyardığı gibi, Hakem Heyeti’ne katılmamalıydı. Katılmak, sefalet dayatmasına ortak olmaktır.
7 dönemdir masa aynı. Masada bir kamu işveren heyeti var bir de hiç değişmeyen, saraydan talimat alan yandaş iş birlikçiler heyeti var.
Ne saraydan, ne şahsım devletinden, ne de bu masadan emekçiye hayır gelir. Hep söyledik: Bu düzenin sorumluları çözümün adresi olamaz.
Çözüm, emekçinin örgütlü gücündedir!
Devletin itibarı; okulunda öğretmeniyle, hastanesinde doktoru ve sağlıkçısıyla, adliyesinde, ulaşımda, her alanda emek veren kamu görevlilerindedir. Mücadele, bu sömürü düzenine ve onun sorumlularına karşı direnenlerle omuz omuza verilmelidir.
23 yıllık AKP iktidarı, ortakları ve yandaş sendikaları; bu yoksulluğun, bu sömürünün asıl sorumlusudur. Biz emekçiler hiçbir zaman şahsım devlet anlayışından, onun temsilcilerinden, atadıklarından ya da yandaşlarından medet ummadık, bundan sonra da ummayacağız.
Bu mücadele tam da bu anlayışa karşıdır. Çözüm; emekçinin birliğinde, emekçiden yana tavır alanların omuzdaşlığında ve kararlı mücadelesindedir. Bizim tarafımız her zaman emekçinin tarafıdır, öyle olmaya devam edecektir. Ne icazet bekleriz ne de himayeye sığınırız. Sorumluyu ilk sözümüzle de son sözümüzle de ifşa etmeye devam edeceğiz.
Tüm kamu emekçilerine sesleniyoruz:
Yandaşlardan, sizleri yoksulluğa mahkum edenlerden istifa edin, ilk eylemimiz bu olsun.
Eğitim-İş’te, Birleşik Kamu-İş’te örgütlenelim.
Gelin önümüzdeki dönemde emekçilerin birlikteliğini büyütelim, eylemliliği büyütelim, hakkımızı birlikte alalım.
Biz insanca yaşamak istiyoruz!
Emeğimizin karşılığını istiyoruz!
Barınmadan ulaşıma, beslenmeden tatile, sosyal yaşamdan adalete kadar insanca haklarımızı istiyoruz!
Hak, haksızlıktan yücedir.
Bu düzene karşı duranlar; kazanımı örgütlülüğünde ve mücadelesinde görenler mutlaka kazanacaktır!